ATTUDA ANTİK KENTİ/HİSARKÖY

 


ATTUDA-HİSARKÖY

Ülkemiz toprakları antik yerleşim ve ören yerleri bakımından dünyanın en zengin toprakları. İklim avantajı ve verimli topraklarıyla birçok uygarlığa beşiklik yapmış ve binlerce yıllık eserler barındırıyor. Antik kentlerimizin bazıları kazılıp turizme kazandırılmış, bazıları kazılıp gün yüzüne çıkmayı bekliyor. Bazıları da üzerlerinde kurulan günümüz yerleşimleriyle iç içe yaşıyor.

Bugünkü rotamız Denizli Sarayköy’e bağlı Hisarköy ya da antik adıyla Attuda. Attuda Antik Kenti           ( Hisarköy) Denizli merkeze yaklaşık yarım saat mesafede, Sarayköy’ün mahallesi. Sarayköy-Denizli yolundan sapılarak güzel bir yolculukla ulaşılıyor.

Attuda 2.200 yıldır kesintisiz olarak yaşamın sürdüğü bir yerleşim. Helenistik dönemde kurulan kent en parlak zamanını Roma döneminde yaşıyor. Antik dönemde Karya ve Frigya arasında bir sınır kenti durumunda. Roma döneminde de Tripolis ve Leodikeia’yı Aphrodisias’a bağlayan en kısa yolun üzerinde olduğu için önemi artıyor. Bu kentler arasındaki ekonomik, ticari ve sanatsal iletişimlerin kurulmasında etkin rol oynayan bir kent. Yine antik çağda kendi adına sikke basan, tanrı Men’e ait tapınağın bulunduğu önemli kült merkezi olduğu düşünülüyor.


Antik dönemin Attuda’sı günümüzde taş evlerden oluşan sevimli bir köy. Sit alanı kabul edildiği için müdahale yapılamadığından evlerin önemli bölümü yıkılmaya başlamış.






Bugün Hisarköy’ü ziyaret edenler çeşitli eserler barındıran bir antik kent beklentisine girmemeli. Çünkü herhangi bir kazı ve düzenleme çalışması yapılmamış. Ama taş döşeli sokakları, tarihi evleri gezerken her yanda ilginç bir eser görmek mümkün. Bazıları bir evin duvarında, bazıları yürüdüğünüz yolda, köşe başında, cami ve okul avlusunda ya da köy kahvesinde. Aslında her yer tarih. Mesela köyün tarihi camisindeki musalla taşı bile Helenistik dönemden kalma. Cami avlusu ve etrafı açık hava müzesi gibi. Köy kahvesi etnoğrafya müzesine dönüştürülmüş gibi. Kahveye oturup sohbet ettiğinizde; yıllarca kendi imkanlarıyla bu eserleri korumaya çalıştıklarını, hatta küçük bir müze kurduklarını ama dört defa soyulduğunu biraz da üzülerek dinliyorsunuz.

Bu arada cami duvarında bulunan (bir derece koruma altına alınan) yazıt oldukça ilginç.

Hisarköyü’nde Pamukkale Üniversitesi ve Denizli Müze Müdürlüğü tarafından yüzey araştırması yapılmış, 142 ev korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edilmiş ve köy sit alanı kabul edilmiştir. Yavaş yavaş yakınındaki yeni yerleşime, yakın ilçelere ve Denizli’ye taşınan köylülerden dolayı nüfusu iyice azalmış. Bu tarihi havayı solumak, sessizliği yaşamak , 2200 yıllık yaşamın izini sürmek için yolunuzu Hisarköy’e çevirmelisiniz.

Tabi buraya gelmişken çok yakında bulunan, mutlu insanları, rengarenk evleriyle tanınan tekstil kenti Babadağ’a uğramalısınız.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İLGİNÇ HİKAYELER,İLGİNÇ MEKANLAR "CİN DELİĞİ,CEHENNEM KAPISI HİERAPOLİS"

İSTANBUL'UN EN GÜZEL 10 SEYİR TEPESİ

MALTEPE BEŞÇEŞMELER