coğrafi geziler

  ADATEPE KÖYÜ Çanakkale Ayvacık ilçesinin Kaz Dağları eteklerinde kurulmuş köylerinden şüphesiz en çok tanınanı Adatepe Köyü.Köy bir nevi kurtarılmış köy sayılır ve adeta “Türkiye’nin Toscana’sı” kabul edilir. Adatepe Nerede? Adatepe Köyü, Ayvacık ilçesinin Küçükkuyu beldesine bağlı ve beldeye yaklaşık 3 km uzaklıkta. Çanakkale yönünden gelenler Küçükkuyu çıkışına yakın, İzmir yönünden gelenler de belde girişine yakın noktadan saparak köye ulaşabilir. Köy girişine yaklaştığınızda yol üçe ayrılmakta. Sağ taraftaki toprak yoldan meşhur “Zeus Altarı’na” gidip Edremit Körfezi manzarası seyredilebilir. Sola ayrılan yol köyün en bilinen yapılarından “Taş Mektep” ve Adatepe’yi yukarıdan izleyebileceğiniz noktaya götürür. Ortadaki yolu takip ettiğinizde ise köy meydanına ulaşırsınız. Aracınızı meydanda park ettikten sonra sokakları adımlamak ve bol bol fotoğraf çekmek kalıyor. Adatepe Tarihi Adatepe Ayvacık’ın en eski köylerinden. Bir zamanlar Rumlar’la Türkler’in iç içe yaşadığı bir

  AĞLAYAN KAYA ŞELALESİ Denizli Çal ilçesine bağlı Sakızcılar köyünde bulunan harika bir doğal güzellik. Burası aynı zamanda bir tesise bağlı olduğu için internette araştırdığınızda “Ağlayan Kaya Şelalesi”, “Sakızcılar Şelalesi” , “Yeşildere Şelalesi” ya da “Hocanın Yeri” gibi isimlerle karşılaşabilirsiniz. Sonuçta bunların hepsi aynı yer. Yine internetteki bilgilere baktığınızda ulaşımın zor, yolunun virajlı ve bozuk olduğu bilgilerine de rastlarsınız. 2022 yılında Denizli’den Sakızcılar köyüne kadar oldukça güzel ve zorlamayan asfalt bir yol olduğunu söyleyebilirim. Sadece Sakızcılar Köyü’nden sonra 1 km kadar taş döşeli biraz dar yol bekliyor ama burası da zorlu değil. Ağlayan Kaya Şelalesine Denizli üzerinden ya da Çal ilçesinden ulaşabilirsiniz. Denizli’den yaklaşık 35 km ve 40-45 dakikalık yolculukla ulaşılıyor.Pamukkale-Irganlı yoluyla gidiliyor. Sakızcılar Köyü yakınlarından itibaren tabelalar yönlendiriyor. Denizli’nin yaz sıcaklarında tesise ulaştığınızda sadece bu müke

  ANADOLU HİSARI-ANADOLU HİSARI MÜZESİ Beykoz’a bağlı Anadolu Hisarı İstanbul Boğazı kıyısında Kandilli ve Kanlıca semtleri arasındadır. Semt adını 1395 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından inşa ettirilen hisardan almaktadır. Anadolu Hisarı semtinde doya doya yaşanabilecek bir günü anlatalım. Semt Anadolu yakasının insan kalabalığının, trafik yoğunluğunun pek yaşanmadığı, tarihi ve doğal güzellikleriyle, geçmişi yaşatan sokaklarıyla keyifli zaman geçirebileceğiniz yerlerden. Tabi semtte ilk akla gelen hisarı gezmek olacak. Yıllarca ziyarete kapalı olan ve gezilmeyen Anadolu Hisarı bir süre önce müzeye dönüştürmek amacıyla İBB tarafından restorasyona alındı. Mayıs ayı içinde restorasyonunun önemli kısmı tamamlandı ve ücretsiz (şimdilik) olarak ziyarete açıldı. Özellikle burçlarına ve en yüksek kulenin teras kısmına çıkarak Boğazı ve semti panoramik olarak fotoğraflamak mümkün. Oldukça güzel fotoğraflar yakalanıyor. En fazla yarım saat ayırarak hisar mutlaka gezilmeli. Anadolu Hisarı’nda

  Malum bahar ve yaz ayları kamp faaliyetlerinin yoğunlaştığı dönemlerdir. Bizler gibi ücretsiz ve kendi başına kamp yapmayı sevenler için bugünkü rotamız Kemerburgaz Ormanları. Sakin ortam, temiz hava, orman alanı, ulaşım kolaylığı ve odun bolluğu ile ideal kamp alanlarından biri. Kemerburgaz Ormanları belki Belgrad Ormanları’nın devamı gibi ama tabiat alanının dışında olduğu için hem ücretsiz, hem denetim daha az hem de kalabalık yok. Kemerburgaz’dan Çiftalan yoluna girdiğiniz andan itibaren kendinize kamp yapacak alan bulabilirsiniz kolaylıkla. Bizim sık sık kamp yaptığımız alan ise Kuzey otoyoluna yakın olan bölgeler. Çiftalan yoluna devam edip otoyola gelmeden sağ taraftaki orman yollarından birine girerek biraz ilerlediğinizde çok güzel çadır alanları bulacaksınız kendinize. Benim tavsiyem altınızdaki arabaya da güveniyorsanız gidebildiğiniz kadar içeri girmeniz. Hem yolun gürültüsünü duymayacaksınız hem de gözden uzak kendi başınıza kamp yapacaksınız. Keyifli ve bol odunlu kam

  Köprüçay üzerinde yaptırılan Aspendos Köprüsü Antalya-Alanya yoluna yakın konumuyla ziyaret edilen tarihi değerlerden. Aspendos sapağından döndüğünüzde yolun sağında dikkati çekecek olan köprü, Belkıs Köprüsü ya da Eski Köprü olarak da adlandırılıyor. Aspendos Köprüsü ilk olarak Roma döneminde inşa edilmiştir. Daha sonra yaşanan depremlerle tamamen yıkılan köprü kalıntıları üzerine 13.Yüzyılda Selçuklular zamanında tekrar yapılmıştır. 1219-1236 yılları arasında Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Kıyıda ulaşımı sağlamak amacıyla yaptırılan köprü inşaatında yakınında bulunan Aspendos Antik Kenti taşları da kullanılmıştır. Günümüzde araç trafiğine kapalı olan köprü ücretsiz olarak gezilebilmektedir. 9 sivri kemerden oluşan Aspendos Köprüsü yaklaşık 220 metre uzunluğunda, 3.5 ile 6.5 metre genişliğindedir. Selçuklular zamanında yeniden inşası yapılırken Roma dönemi ayakları dikkate alınarak yapıldığı için köprü güzergahında sapmalar görülmekted