coğrafi geziler

Aya Nikola Manastırı Kıyıköy gezisinde mutlaka görülmesi gereken tarihi değerlerden biri.VI.Yüzyılda Justnyen döneminde yaptırıldığı belirlenen manastır ülkemizin hatta Avrupa’nın en güzel ve en büyük kaya oyma manastırı olarak kabul ediliyor. Sırf bu özelliğiyle bile ziyaret edilmeyi hak ediyor. Tamamen kayaların oyulmasıyla oluşturulan manastırın zemin (giriş) katı ibadet alanlarından üst katı rahiplerin dinlenme, yatma alanlarından, bodrum katı da ayazmadan meydana geliyor. Kıyıköy’de Rumların yoğun olarak yaşadığı 19.yüzyılda önüne ahşap bölümlerin de eklendiği ama zamanımıza ulaşmadığı belirtiliyor. Yarım yuvarlak kubbeler ve sade başlıklı sütunlara oturmuş yapının ön kısmı yıkılmış, kayaların içindeki kısım ise kabartmalarıyla ilgi çekmeye devam etmektedir. Ülkemizdeki birçok kültürel değer gibi Aya Nikola Manastırının da kaderine terk edildiği, uzun dönem defineciler tarafından talan edildiği görülüyor. Bugün de herhangi bir denetim ve koruma yok isteyen iste

Ulubey Kanyonları,ülkemizde son yıllarda isminden sık söz ettirmeye başlayan doğal güzelliklerimizden. Kanyon Ulubey Çayı ile Banaz Çayı’nın oluşturduğu ana kanyon ve buna bağlı onlarca büyük ve küçük kanyondan oluşmaktadır. Uşak ili Ulubey ilçesi sınırları içinde yer alan kanyon ABD Arizona’ki Büyük Kanyondan sonra dünyanın ikinci kanyonu olarak kabul edilmektedir.Ülkemizde bu kadar önemli coğrafi oluşumlar varken yıllarca fark edilmemesi,günümüzde de daha çok yakın çevre insanlarının bilip geziyor olması acı tabi ki. Türkiye’nin her tarafı bir cennet ve eşi benzeri bulunmayan doğal bir yapıya sahiptir. Bunlardan bir tanesi de Ulubey Kanyonudur. Böylesine muhteşem bir kanyon birçok kişi tarafından maalesef bilinmemektedir. Kanyonların oluşması belli aralıklarla meydana gelen erozyonların toprağı aşındırması sonucunda gerçekleşmektedir. Kanyonlardaki toprak yapısı granit ve kum taşı gibi sert kayalardan oluşmuştur. Kanyonların oluşumunda hava akımlarının etkisi çoktur.

Kıyıköy,Kırklareli’nin Vize ilçesinde yer alan küçük bir Karadeniz balıkçı köyü. Kıyıköy de tıpkı Ağva gibi iki dere arasında (Pabuçdere ve Kazandere) yer alan köylerden biri. Köy diyoruz ama aslında yazın oldukça kalabalık, kışın sakin bir kıyı kasabası.Hatta kırmızı tuğlalı surları, ahşap ve taştan yapılmış Rum evleriyle neredeyse bir Orta Çağ kasabası. Kıyıköy,çoğunluğu Selanik göçmenlerinin oluşturduğu mübadele kasabalarından.Sokaklarında, yıkılmaya yüz tutmuş evlerinde Rumların hatıralarını hissedebiliyorsunuz. Ayrıca konuştuğunuz insanlarda o göçmenlerin samimiyetini de görebiliyorsunuz. Köyde gezerken birçok yerde Türk bayrağını,Atatürk posterlerini ve Beşiktaş bayraklarını görebiliyorsunuz.(Bir yazıda köy halkının %95’inin Beşiktaşlı olduğunu okumuştum, sordum oran net değilse de çoğunluk böyleymiş) Kıyıköy sakinliği yaşamak,deniz ve akarsu keyfini çıkarmak, Istranca Dağları ormanlarının bol oksijenini solumak,acıkırsanız Karadeniz’in taze balıklarını

Yolunuz Antalya- Kemer çevresine düşerse mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri Çıralı’da yüzyıllardır sönmeyen “yanartaşı görmek olmalı. Çıralı, sahile çok yakın bir bölgede kayalıklar arasından sızan metan gazının yüzeyde hiç sönmeden yüzyıllardır yanmasıyla da meşhur. Hakkında yıllardır çeşitli hikayeler anlatılan yanartaşın sırrı son yıllarda çözüldü.Son yıllarda yapılan araştırmalar sönmeyen ateşin Doğu Akdeniz doğal gaz yataklarıyla ilişkilendirildi. Bu yataklardan yüzeye ulaşan bir sızıntının bu olayı ortaya çıkardığı biliniyor artık. Kemer'den yaklaşık 35 km. mesafede Çıralı ve Olimpos'un tepelerinde 230 metre yükseklikte yer alan, sonsuz ateş olarak anılan ve doğal bir ateş kaynağına sahip olan Yanartaş, doğal güzellikleri ile birlikte ziyaretçilerine mükemmel görsellik sunuyor.Özellikle akşam saatlerinde ve dolunay zamanı ziyaret ederseniz   yakınında bulunan denizle birlikte hoş bir görüntü yakalayabiliyorsunuz. Ulaşım Çıralı girişindeki k

Eğer kaş ve çevresine bir gezi planı yapıyorsanız programa mutlaka eklemeniz gereken etkinliklerden biri Kekova ziyareti olmalı. Kaş ya da Demre’den yapılacak tekne turlarıyla bu muhteşem coğrafyada keyifli zaman geçirebilirsiniz.Tekne turları başta Kaleköy olmak üzere keyifli bir güzergah sunuyor. Kekova, Antalya ilinin Demre ilçesi yakınlarında Kaleköy ve Üçağız açıklarındaki küçük, kayalık bir adadır. Kuzey tarafında ikinci yüzyılda depremlerle yok olan antik Dolkisthe kentinden kalma batıklara rastlanır. Kekova Adası Bölgeye adını veren ada, Kale Köyü'nün önünde uzanan büyükçe bir adadır. Ucunda yer alan Tersane Koyu'na tekneler yerleşebilir. Burada Bizans Devri'ne ait bir kilisenin apsisi ile karşılaşılır. Kazı yapılmadığı için tarihini bilmediğimiz bu adanın her tarafı kalıntılarla doludur. Tersane Koyu'na göre sağ tarafta denize batmış dükkânlar ile sol tarafta batık şehrin su içindeki kalıntıları görülebilir. Kıyıya takip ettiğimizde, evlerin

Kuşadası ülkemizin ve Aydın’ın en çok bilinen ve ziyaret edilen turistik ilçesidir.Özellikle yaz mevsiminde nüfusunu birkaç kat artıran ilçe tatilcilerin gözde yerlerindendir. Kuşadası çoğunlukla denizi için tercih edilse de ilçede gezmek isteyenler için de önemli mekanlar mevcuttur.Tabii ki bunların başında Güvercinada ve üzerindeki kale gelmektedir. Güvercinada, Kuşadası İlçesi, Hacıfeyzullah Mahallesinde bulunmaktadır. Bir zamanlar ada olan ve ancak sandallarla ulaşılabilen Güvercinada günümüzde dalgakıran görevi de gören beton bir yolla karaya bağlanmıştır. Güvercinada Kalesi, Kuşadası Körfezinin ağzında limanı koruyan bir konumda yapılmıştır. Güvercinada üzerinde, Barbaros Hayrettin Paşa tarafından yaptırılan bir iç kale ve İlyas Ağa tarafından yaptırılan surlar yer almaktadır. Konumu ve tarihiyle yerli yabancı turistlerin yoğun ilgisine uğrayan kalenin yapılış amacı, Mora İsyanı sırasında adalardan ve denizden gelebilecek saldırıları önleyebilmekti. Su