Kayıtlar

Ekim, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ARPAZ BEYLER KONAĞI

Resim
  ARPAZ BEYLER KONAĞI Nazilli’ye bağlı Esenköy’de (eski ismiyle Arpaz) yer alan konak 18. Ve 19. Yüzyıllarda zayıflayan Osmanlı yönetimi nedeniyle yerel otorite ortaya çıkan Arpaz ailesine ait. Konak yöredeki efe ve çetelerin saldırılarına karşı yapılan Arpaz Kulesi ile birlikte düşünülmeli aslında. Kulenin hemen karşısında yer alan konaktan saldırı sırasında kuleye geçmeyi sağlayan çekme köprü olduğunu bugünkü makara yataklarından anlıyorsunuz. Arpaz Beyler Konağı , iki katlı kargir ve kerpiç bir yapıdır. Giriş katında görülebilecek kayda değer bir şey bulunmayan konağın ikinci katındaki hanay adı verilen kısımla odalardaki tavan ve duvarları oluşturan ahşap işlemeler görülmeye değer. Ayrıca tavanda yer alan çarkıfelek motifleri dikkati çekiyor. Konak ve kulenin mirasçıları İstanbul gibi uzak yerlerde yaşadıkları için konak kendi haline terk edilmiş durumda. Konağı ve müştemilatını beklemek görevini yerine getiren kişi hariç kimseyi görmeniz mümkün değil. Halbuki bu konak ve kulen

ZEYREK KİLİSE CAMİİ /PANTOKRATOR MANASTIRI

Resim
  Zeyrek Camii/Pantokrator Manastırı Zeyrek Kilise Cami olarak da adlandırılan cami Zeyrek semtinde Haliç’e hakim bir tepenin üzerinde kurulmuştur. Pantokrator Manastırı’nın kiliselerini oluşturan birbirine bitişik üç kilisenin camiye dönüştürülmesiyle oluşmuştur. İstanbul’un Ayasofya’dan sonra ayakta kalan en eski kilisesidir. Aynı zamanda İstanbul’un fethinden sonra camiye dönüştürülen ilk kilisedir. Bu üç kilisenin Bizans dönemindeki isimleri; İsa Mesih ( Hristos Pantokrator), Baş melek Mikhail ( Arhangelos Mikhail) ve Meryem Ana’dır.( Theotokos Elaiuse) Kiliseler 1124 yılında inşa edilmeye başlanmış muhtemelen 1136 da ibadete açılmıştır. Yapıldığı dönemde hastanesi, yaşlılar yurdu, tıp okulu ve kütüphanesi ile geniş bir yapılar topluluğudur. Tuğla yapı malzemesinin kullanıldığı kilisenin iç süslemelerinin çok güzel olduğu ve pencerelerin renkli vitraylarla kaplı olduğu kalıntılardan ve restorasyon buluntularından anlaşılmaktadır. İstanbul’un fethiyle birlikte Pantokrator Mana