Kayıtlar

Kasım, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MASLAK KASIRLARI

Resim
Levent ve Ayazağa semtlerini birbirine bağlayan ana yolun sağında bulunan Maslak Kasırları’nın yer aldığı çevrede ilk yapılaşmaların, Sultan II. Mahmud (1808-1839) döneminde başladığı, bölgenin sultanlara ait bir av ve dinlenme yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bu yıllarda tarih sahnesine çıkan ve bölgeye özel bir konum kazandıran Maslak Kasırları’nın ne zaman ve kim tarafından yaptırıldıkları tam olarak saptanamamakla birlikte, büyük bir bölümü Sultan Abdülaziz (1861-1876) dönemine tarihlenmektedir. Şehzadelik yıllarında Sultan II. Abdülhamid’e (1876-1909) tahsis edilmiş olan Maslak Kasırları, Sultan’ın Osmanlı tahtına çağrılmasına tanık olmuştur ve bu yönüyle Osmanlı tarihi açısından özel bir önem taşımaktadır. 170 dönümlük orman arazisinin ortasında yeşilin tüm tonlarını barındıran bir koruluğun içinde yer alan Maslak Kasırları’ndan günümüze; Kasr-ı Hümâyûn, Mâbeyn-i Hümâyûn ve Limonluk, Çadır Köşk ve Paşa Dairesi gelebilmiştir. Boğaziçi’nin Karadeniz’e açıldığı nokta

ERZURUM TABYALARI

Resim
Erzurum Tabyaları, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Erzurum'u düşmana karşı savunmak için yapılan ve silahlarla güçlendirilen askeri yapılardır. Antik dönemden beri Anadolu’da şehirlerin savunma ve korunmasına özel bir önem gösterilmiştir. Roma, Bizans, Selçuklu veOsmanlı dönemlerinde şehirlere güçlü sur duvarları yapılarak korunmuştur. 16. yüzyıl başlarında kale ve sur savunma sisteminin uzun menzilde dahi etkili olan toplar karşısında yetersizliği sebebiyle Avrupa devletleri ülkelerinde tabya sistemini uygulamaya başlamışlardı. 18. yüzyılın başından beri de Osmanlı şehirlerinin savunmasında tabyalar kullanılmıştır. Stratejik öneme sahip konumdaki Erzurum şehri çevresine yapılan tabyalarla Osmanlı İmparatorluğu döneminde şehir korunmaya çalışılmıştır                                                           AZİZİYE TABYASI Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi ve askeri alanda yaşadığı sıkıntıyı fırsata dönüştürmek isteyen Ruslar, Osmanlı İmparatorluğuna karşı savaş

SARI KÖŞK,PEMBE KÖŞK, BEYAZ KÖŞK

Resim
Emirgân Korusu ,  İstanbul 'da  Sarıyer  ilçesi'nde yer alan bir korudur.  İstanbul Boğazı  kıyılarında,  Emirgân - İstinye  semtleri arasında yer alır. İstanbul Boğazı kıyısında, 47.2 hektarlık bir alanda sırtlar ve yamaçlar üstüne yayılmıştır. Çevresi yüksek duvarlarla çevrilmiş durumdadır. Koru,  17. yüzyılda  Osmanlı padişahı  IV. Murad  tarafından İranlı Emir Güne Han'a armağan edilmiştir. Daha önce Feridun Bahçeleri olarak anılan bölge bundan sonra Emirgân Korusu olarak anılmaya başlanmıştır. Yüzyıllar boyunca pek çok kez el değiştirmiş, 19. yüzyılda Osmanlı Padişahı  Abdülaziz  tarafından Mısır Hıdivi  İsmail Paşa 'ya verilmiştir. 1871-1878 yılları arasında koru içinde 3 köşk yaptırılmıştır. Günümüze de ulaşan bu köşkler Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk olarak adlandırılmaktadır. 1940 yılında dönemin İstanbul belediye başkanı  Lütfi Kırdar 'ın girişimiyle kamulaştırılıp park olarak düzenlenerek halka açılmıştır. SARI KÖŞK San Köşk: Üst katınd

AFRODİSİAS

Resim
Afrodisias veya Aphrodisias ülkemizin en güzel ve mutlaka görülmesi gereken antik kentlerinden..Prof. Kenan Erim'in hayatını adadığı ve ölünce oraya gömülmeyi vasiyet ettiği Aphrodit'in ülkesi..Zamanında Roma'ya kadar heykel satışlarının yapıldığı sanat okulu... Afrodisias, Tanrıça Afrodit'e adanmış birçok eski çağ kentinin ortak adı. Afrodisias (ya da Aphrodisias) adlı kentlerin en ünlüsü, Anadolu'nun güneybatısında, eski Karia bölgesinde, günümüzdeki Aydın iline bağlı Karacasu ilçesinin merkez bucağına bağlı Geyre köyünün bulunduğu yerdeydi. Arkeolojik kazılar başladıktan sonra Geyre köyü taşınmıştır M.Ö. 5. yüzyılda kurulan kent, Roma İmparatorluğu döneminde gelişmiş, M.Ö. 1. yüzyıl ile M.S. 5. yüzyıllar arasında, başta heykelcilik olmak üzere önemli bir sanat merkezi haline gelmiş, Afrodit tapınağıyla ve Afrodit adına yapılan törenlerle ün salmıştır.        Afrodisias kenti, deprem kuşağındaki konumu nedeniyle, tarihi boyunca pek çok depremden şidd