Kayıtlar

Ocak, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AŞİYAN MÜZESİ-TEVFİK FİKRET MÜZESİ

Resim
Ünlü Türk Şairi Tevfik Fikret`in 1906-1915 yılları arasında yaşadığı ev olan AŞİYAN; 1940 yılında eşi Nazime Hanım`dan İstanbul Belediyesi tarafından satın alınıp, 1945 yılında Edebiyat-ı Cedide Müzesi olarak açılmıştır. Daha önceleri Eyüp mezarlığında bulunan naaşı, 1961 yılında doğal görünümü ile çok beğendiği bu bahçeye nakledilmiş ve bu tarihten sonra müze "Aşiyan Müzesi" adını almıştır. Tevfik Fikret, evinin projelerini kendisi çizmiş, Farsça "Yuva" anlamına gelen Aşiyan kelimesini de buraya isim olarak koymuştur. Bahçe içerisinde ahşap 3 katlı olan Aşiyan Müzesinin zemin katı bugün idari işler için kullanılmaktadır. Birinci katta Edebiyat-ı Cedideciler`in fotoğraf, kitap ve özel eşyalarının sergilendiği Edebiyat-ı Cedide Odası, Abdülhak Hamit`e ait kişisel eşyalar, tablolar, fotoğraflar, çalışma masası ve koltukların bulunduğu Abdülhak Hamit Salonu, kadın şairlerimizden Nigar Hanım`a ait kitaplar, fotoğraf, resimler, şahsi arşiv ve eşyalarının sergilend

BİRGİ

Resim
Ağaçların ve İnsanların Tarihi evi Birgi… Tarihi M.Ö 7. Yüzyılda Lidyalılarla başlayıp, roma, Bizans ve Osmanlı’ya kadar uzanan Birgi denizciliğiyle ünlü Aydın Oğulları beyliğine başkentlik yapmış, ortaçağda ise ulemalar yurdu haline gelmiştir. Bugün ise İzmir’in Ödemiş ilçesi sınırları içinde bulunan şirin bir kasabadır. Birgi’nin roma dönem’inde pyrgion olan adı, beylikler döneminde “birki”, “bilge” gibi söyleyiş değişmeleriyle  “Birgi”ye dönüşmüştür.12554647İhtişamlı tarihi boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Birgi’de, her şey usta bir ressamın elinden çıkmış gibidir. Bozdağlar’ın Güney yamaçlarında yer alan, Birgi çayının sağında ve solunda kurulmuş olan kent, sadece koruma altına alınan tarihi eserleri ve yarım asırlık çam ağaçlarıyla değil, gündelik gelenek ve görenekleriyle de saklı kalmış bir tarihe sahiptir. Birçok sivil mimari türde eserin bulunduğu Birgi’de koruma ve turizm adına ilk adım 1997 yılında Birgi’nin kentsel sit alanı ilan edilmesi ile başlamıştır.

BEYLERBEYİ SARAYI

Resim
Beylerbeyi Sarayı, Osmanlı padişahlarının sayfiye mekânı ve yabancı devlet başkan ya da hükümdarlarının ağırlanacağı bir devlet konukevi olarak düşünülmüş ve devrin padişahı Sultan Abdülaziz’in (1861-1876) isteği üzerine inşa edilmiştir. Saray’ın inşasına 6 Ağustos 1863 tarihinde başlanmış ve 21 Nisan 1865 Cuma günü, yapılan bir törenle resmen kullanıma açılmıştır. Sarayın inşaat organizasyonunu Ebniye-i Şâhâne Serkalfası (Saray başkalfası) Serkiz Bey (Balyan) yürütmüştür. Beylerbeyi Sarayı’nın mâlî ve idarî işler sorumluluğu da denilebilecek binâ eminliği görevini ise Mehmed Efendi, Mahmud Efendi ve Rıfat Efendi yürütmüştür. Saray’ın yaklaşık 500 bin Osmanlı lirasına mal olduğu tespit edilmektedir. Yapılar topluluğunun ana yapısı olan Beylerbeyi Sarayı, yüksek bir bodrum üzerine iki katlı ve kargir bir yapıdır. Yaklaşık 2.500 metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen yapı dikdörtgen bir zemin alanı üzerine oturmaktadır. Saray’ın güney kesimi Mabeyn-i Hümâyûn, kuzey kesimi ise Vali