İSTANBUL'UN ÇEŞMELERİ, SALİHA SULTAN ÇEŞMESİ
Azapkapı’da, Unkapanı Atatürk Köprüsü’nün bitiminde,Perşembe
pazarı girişindeki yolun hemen yanında,Sokullu Mehmet Paşa Camii’nin önünde yer
alan Saliha Sultan Çeşmesi,18.yüzyılın meydan çeşmesi ve sebil birleşiminin en
güzel örneklerinden biridir.
Çeşme günümüzde geçen zamanın değişimlerine uyum sağlamış,
Haliç Metro durağında inip Azapkapı çıkışından ilerlediğinizde sol tarafınızda
bütün ihtişamıyla karşınıza çıkacaktır. Yine zamanında mahallenin, yoldan
geçenlerin susuzluğunu gideren muslukların yerlerinde yeller esiyor, yalakları
da evsizlere mekan oluyor.
Çeşme 1732-33 yıllarında Hassa Mimarbaşı Kayserili Mustafa
Ağa tarafından, Lale Devri üslubuyla inşa edilmiş;suyu Topuzlu Bendi’ne bağlı
Taksim suyundan getirtilmiştir. Uzun yıllar kaderine terkedilen çeşme 2005
yılında kapsamlı bir restarosyandan geçirilmiştir.
Çeşmenin inşaasına ait hoş bir rivayet vardır:
IV. Mehmed’in eşi II. Mustafa’nın annesi Valide Sultan
arabasıyla gezerken, Azapkapı'nın sokakları arasında küçük bir meydandaki
çeşmenin başında, kırılan testisinden elinde kulpu kalmış ağlayan bir kız
çocuğu görür ve çocuğu çağırtarak ona para vermek ister. Çocuk ise parayı almaz
ve yaşından beklenmeyecek bir olgunlukla Valide Sultan’a şöyle der:
"Testiyi kırdım parası için ağlamıyorum eve su götürmenin üstesinden
gelemedim ona ağlıyorum." Kızın bu sözleri Valide'nin hoşuna gidince,
ailesine haber salınır ve küçük kız saraya alınır. Bu kız büyüdüğünde II.
Mustafa’nın eşi Saliha Sultan olacak ve II. Mustafa'ya hamile kaldığında;
başında testiyi kırdığı çeşmeyi anımsayıp o küçük çeşmenin yerine daha büyük,
daha muhteşem bir çeşme yapılmasını isteyecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder