ESKİ ŞARK ESERLERİ MÜZESİ İSTANBUL
Eski Şark Eserleri Müzesi koleksiyonları, Anadolu ve Mezopotamya'nın Yunan öncesi, Mısır ve Arap Yarımadası'nın İslam öncesi çağlarına ait eserlerinden oluşur. Bu eserlerin çoğunluğu 19. yüzyıl sonunda başlayıp, I. Dünya Savaşı'na kadar süren arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılmış ve bu ülkelerin o zamanki hakimi olan Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'a getirilmiştir.
İslamiyet Öncesi Arabistan Eserleri, Mısır Eserleri, Mezopotamya Eserleri, Anadolu Eserleri, Urartu Eserleri ve Çivi Yazılı Belgelerbölümlerinden oluşan Eski Şark Eserleri Müzesi'nde anlatım bölgesel bir sınıflama ile yapılmış; Arabistan Yarımadası, Mısır, Mezopotamya ve Anadolu kültürleri kendi tarihi gelişimleri içinde sunulmuştur.
Akad Kralı Naramsi'nin Steli, Kadeş Anlaşması, İştar Kapısı gibi eşsiz eserlerin yanında 75.000 tane çivi yazılı belgenin bulunduğu Tablet Arşivi de bu bölümde yer alır.
ESERLERDEN BAZILARI
GÜNEŞ SAATİ
On bir radyal çizgi ile 12 eşit parçaya ayrılmış olan bir iç
bükey yüze sahip bu güneş saati, Suudi Arabistan'da yer alan Madain Salih'te
bulunmuştur. Üzerinde Aramice yazıt bulunur ve kırmızı kumtaşından yapılmıştır.
Merkezdeki dikey çubuğun gölgesi güneşin hareketine göre çizgiler üzerine
düşerek zamanı göstermektedir.
Eski Mısırda ruhun ölümle vücudu terk edip daha sonra geri
döndüğüne inanılırdı. Ölümden sonra yaşam inancı çok yaygın ve yerleşmiş bir
gelenek olduğu için mezar buluntuları günümüze kalan Mısır eserlerinin arasında
önemli yer tutarlar. İnanca göre ölümden sonra süregelen yaşam ancak vücudun
varlığı ile olağandır. Bu yüzden ölüleri sosyal durumlarına göre ya piramit,
mastaba, kaya mezarı gibi anıtsal mezarlara ya da kum içine kazılmış basit
çukurlara gömmüşlerdir.
Anıtsal mezarlarda mumya, iç içe iki veya üç lahde
konulurdu. Ahşap, insan şeklindeki (antropoit) lahitler Teb kenti mezarlığı
Der-El Bahri'de yapılan kazılarda bulunmuşlardır. Tebe özgü olan Tanrı Amon
tapınağının rahip ve rahibelerine aittirler. Lahitlerin iç ve dış yüzeyleri
ince bir alçı tabaka ile sıvanmış, üzeri dini metinler, ölüyü öbür dünyada
koruyacak tılsımlı semboller ve mitolojik sahnelerle, çok renkli olarak
süslenmiştir. Açık olarak sergilenmiş lahitte Bak-Na-Mut ve ayak ucunda
kedisinin mumyaları görülmektedir. Mumyalama işleminden önce çıkarılan iç
organlar, mumyalanarak 'kanop' adı verilen vazolara tek tek yerleştirilirdi. Bu
vazoların kapakları ölülerin koruyucusu olan dört tanrının başı şeklindeydi.
İnsan başlı Amset'in vazosunda mide, maymun başlı Hapi'nin vazosunda akciğerler
ve şahin başlı Horus'un vazosunda karaciğer saklanırdı.
Bazen mumya boncuklardan örülmüş ağ şeklindeki örtülere
sarılır ve başının altına tahta yastıklar yerleştirilirdi, ayrıca mezar odasına
hasırdan yapılmış boncuk sepetleri konurdu.
İŞTAR KAPISI
Pişmiş toprak, sırlı ve kabartmalı tuğlaların
birleştirilmesinden oluşan, boğa ve ejder kabartmaları, Yeni Babil Devleti'nin
başkenti Babil'in iç ve dış sur duvarlarını birleştiren Tanrıça İştar adına
yaptırılmış olan anıtsal çifte kapıya aittir. Kapının duvarları, Tanrı Adad'ın
kutsal hayvanı boğa ve Babil'in baş tanrısı Marduk'un kutsal hayvanı ejder
'Muşuşu'nun kabartmaları ile süslenmiştir. Tanrıça İştar'ın kutsal hayvanı olan
aslan kabartmaları ise Babil'deki tören yolunun iki yanını süslemekteydi.
Anıtsal yol kentin merkezindeki Marduk tapınağından başlayarak İştar Kapısı'nı
geçer ve sur dışında yeni yıl bayramının kutlandığı 'bayram evi'nde son
bulurdu. İştar kapısı ve Tören yolu Yeni Babil Çağı'nın en parlak devri olan
II. Nabukadnezar zamanında MÖ 6. yüzyıl sonlarında yapılmışlardır. Kapının ve
tören yolunun bir canlandırması da ayrıca sergilenmektedir. Yapının pek çok
unsuru da Berlin Müzesi'nde bulunmaktadır.
KADEŞ ANLAŞMASI
Tarihin bilinen ilk barış anlaşması olan Kadeş Anlaşması MÖ
13. yüzyılın iki büyük siyasi ve askeri gücü olan Hitit ve Mısır devletleri
arasında yapılmıştır. Hitit Kralı III. Hattuşili ve Mısır Firavunu II. Ramses
arasında yapılan bu anlaşmanın metnini içeren kil tablet 1906 yılında
Boğazköy'de yapılan kazılarda ele geçmiştir.
Bu belgenin ortaya çıkmasından önce anlaşmanın yalnızca
Mısır'da Karnak tapınağındaki bir stel üzerine Mısır hiyeroglifi ile yazılmış
metni biliniyordu. Yazıtta III. Hattuşili'nin anlaşma metnini gümüş bir tablete
yazdırıp Mısır'a gönderdiği bildirilmişse de bu belge henüz bulunamamıştır. O
zamanın diplomasi dili olan Akadça ile yazılan tablet çok kırık olup orijinal
metnin hemen hemen yarısıdır. Daha sonra yapılan kazılarda, esas metne ait dört
parça daha bulunmuş ve böylece metnin kırık olan kısımlarının tamamlanması
mümkün olmuştur. Eşit koşullar altında imzalanan anlaşmanın metninde:
"Mısır ülkesi kralı, büyük kral, kahraman Re-masesa-mai
Amana'nın (II.Ramses'in çivi yazısında yazılışı), Hatti ülkesinin büyük kralı
Hattuşili ile dostluklarının, kardeşliklerinin ve büyük krallıklarının devamı için
yaptıkları anlaşmadır." denmektedir. Ardından her iki kralın soyları ile
bilgiler ve barış için yaptıklarını anlatan tekrarlardan sonra anlaşmanın
maddeleri gelmektedir. Maddeler şöyle sıralanabilir:
'Eğer her iki ülkeden birine iç veya dış düşmanlar saldırırsa
ve bunun için birbirinden yardım isterlerse, her iki taraf piyadesini ve
süvarisini göndererek onun yardımına koşacaktır. Eğer bir asilzade Hatti
ülkesinden kaçıp Mısır kralına sığınırsa, onu yakalayıp ülkesine geri
gönderecektir.
Eğer Mısır ülkesinden, Hatti ülkesine ya da Hatti ülkesinden
Mısır ülkesine kaçanlar olursa, birbirlerine geri vereceklerdir. Fakat bunlar
şiddetle cezalandırılmayacak, onların gözlerinden yaş akmayacak, eşleri ve
çocuklarından öç alınmayacak.'
Tarihin yazılı ilk barış anlaşması olması nedeniyle orijinal
tabletin iki metre boyundaki bakır kopyası, Birleşmiş Milletler Bina'sının
duvarına da asılmıştır.
HAMMURABİ KANUNU
Hammurabi, Eski Babil Sülalesi'nin 11 kralından
altıncısıdır. MÖ 1792-1750 yılları arasında 43 yıl saltanat sürmüştür.
Saltanatının 2. yılı "ülkede yasanın konulduğu" yıldır. Kanunun aslı
2.23 m boyunda diyorit bir stel üzerine yazılmıştır. Stel Susa'da bulunmuş ve
Louvre Müzesi'ne götürülmüştür. Kanunun 282 maddesi olup üç bölümden oluşur.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde sergilenmekte olan bu metin,
okullarda okutulmak ve mahkemelerde kullanılmak için tabletler üzerinde kopya
edilenlerdir ve Nippur'da bulunmuştur.
Yorumlar
Yorum Gönder