İLGİNÇ HİKAYELER İLGİNÇ MEKANLAR "SANDUKALI CAMİİ-KATİP SİNAN CAMİİ"
Bu camilerden biri de Kadırga Gedikpaşa arasında bulunan
Katip Sinan Camii ya da namı diğer
Sandukalı Camii’dir.
Çoğumuzun gezerken dikkatini çekmiştir, tarihi camilerin
çoğunun avlusunda (haziresi) mezarlık bulunmaktadır. Genellikle camilerin ön ya
da arka avlusunda bulunan bu mezarlıkları incelediğinizde ismine hiç yabancı
olmadığınız şahsiyetlerin kabirlerini görebilir ya da ilginç hikayelere şahit
olabilirsiniz.
Bugün Beyazıt’tan Kadırga’ya doğru giderken karşımıza
çıkacak Katip Sinan Camii’ni gezeceğiz.Cami öyle İstanbul’un görkemli ve çok
bilinen camilerinden değil.Cami, 1496 tarihinde Fatih Sultan Mehmed Han’ın oğlu
Sultan İkinci Bayezid Han devrinde Matbah-ı amire katibi yani Osmanlı sarayının
mutfak katibi, Katip Sinan isimli biri tarafından yaptırılmış. Ama hikaye
caminin yapılışı ya da mimarisi üzerine değil. Birçok kaynakta anlatılan
hikayesi dikkat çekici.
Anlatılır ki; “Katip Sinan cami yapılırken bir vasiyette
bulunur. Der ki; Eğer ölürsem beni buraya gömün. Ama kaynaklara göre kubbenin
yanına gömün der. Tabi Müslümanlar bunu dinlemez bu vasiyeti yerine getirmezler.Katip
Sinan’ı caminin yanına, yani toprağa gömerler. Cemaat evine gider, sabah camie
geldiklerinde mezarın açıldığını ve sandukanın caminin kubbesinde bulunduğunu
görürler. Sandukayı alıp defin işlemini tekrar gerçekleştirirler. Ama olay
burada bitmez ertesi gün camiye gelenler aynı olayın yine yaşandığını görürler
yine gömerler ve bu olay üç gün sürer.
Cemaat şaşkınlık içinde bu olayda bir keramet var düşüncesi ile Katip Sinan’ın
naaşını vasiyet ettiği gibi çatıda ki kubbenin eteğine yaptırdıkları bir
sanduka ile gömerler.”
Tabi isteyen inanıp inanmamakta serbest. Ancak yolu bu caminin olduğu semte düşenler
kubbede bulunan sandukayı görüp sebebini merak edecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder