ARNAVUTKÖY
İstanbul’un Avrupa yakasında oturanların sık sık ismini
duyduğu ve zaman zaman da yoğun trafikte içinden gelip geçtikleri semtlerdendir
Arnavutköy.
Çoğumuz mimarisiyle ve güzellikleriyle dikkati çeken kıyı
boyu konaklarıyla tanırız.”Ne güzel evler” diye iç geçirmeyenimiz yoktur. Halbuki biraz zaman ayırıp şöyle sokaklarını
dolaştığınızda sürpriz güzellikler karşılar sizi..
Burası bu megakentte özlemini çektiğimiz mahalle kültürünü
yaşatmaya çalışan semtlerdendir aslında. Onun için sokak soka gezerek
keşfetmelisiniz bu semti. Arnavut kaldırımlı, yanyana sıralanmış tarihi evleri,
sıcak, samimi ortamı mutlu edecektir gezenleri.
Önce Arnavutköy’ün geçmişine göz atmalıyız semti daha iyi
tanımak için.
Arnavutköy, Boğaz kıyısında Beşiktaş ilçesine bağlı bir
semt. Bebek ve Kuruçeşme arasında kalan semt otantik yapısını korumuş, geçmişi
yansıtan yapıları ve sokaklarıyla (bir de sevenler için balık restorantlarıyla)
ünlüdür.
Geçmişi ilkçağa kadar inen Arnavutköy Bizans döneminde
önemli bir ibadet yeri olmuş, 16. Yüzyılda da Osmanlıların en büyük mesire
yerlerinden biri haline gelmiştir. İsmi ile ilgili kesin bilgi olmamasına
rağmen Fatih Sultan Mehmet’in Arnavutluk fethinden sonra buradan getirdiği
halkı boğaz kıyısındaki bu alana yerleştirmesine bağlayan görüşler vardır.
Nitekim 16.yüzyıla ait fermanlarda resmen Arnavutköy adı kullanılmaktadır.
18. ve 19. Yüzyıllarda birçok yalı ve köşkle çok tercih
edilen bölge halini alan Arnavutköy yine aynı dönemlerde geçirdiği büyük
yangınlarla bu muhteşem yapıların ve ahşap konakların çok büyük bölümünü
kaybetmiştir. Yine bu yangınlar döneminde semtteki Yahudiler ve diğer
gayrimüslimlerin tamamına yakını burayı terketmişlerdir.
Peki günümüz Arnavutköy’ünde ne yapılmalı nereleri
gezilmelidir.?
- Öncelikle Akıntı burnundan başlayıp boğaz kıyısında güzel bir yürüyüş yapıp, boğazın, köprünün, Anadolu kıyılarının ve yol boyu sıralanmış tarihi konakların güzelliğine dalmalı, fotoğraf makinesiyle harika kareler yakalamalı.
- Arnavut kaldırımı sokaklarında turlayıp mimarisiyle ilgi çeken evlerini, kiliseleri görüp esnafıyla sohbet etmeli.
- 1832 yılında II.Mahmut tarafından yaptırılan ve Helenik mimarisiyle dikkati çeken Tevfikiye Camii gezilip bahçesindeki banka oturup boğazın manzarasına dalmalı.
- Cami yanında buluna tarihi Polis Karakol binası gezilmeli
- Dışarıdan da olsa Rum Ortodoks Taksiarhi kilisesi görülmeli.
- Karnımız acıktıysa sahilde mutlaka taze balık yemeli.
- Sokak arası kahvelerinden birinde yorgunluk çayı/kahvesi içmeli.
·
Yorumlar
Yorum Gönder