ASSOS/BEHRAMKALE
Assos (Behramkale)
Assos Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı,Edremit
Körfezi’ne bakan tepede kurulmuş bir antik kenttir. Kent sönmüş bir volkanik
tepe üzerine, andezit kayalıkları arasına, denizden 236 metre yüksekliğe
kurulmuş. Assos'un etrafında bol bulunan andezit taşı kentin inşasında
kullanılmış. Assos taşı zor işlenen ama çok dayanıklı bir taş. Eskiler onun
için insan yiyen taş diyorlarmış. Bu taştan yapılan lahitler zamanında
Assos'dan ihraç edilen mal türlerindenmiş.
Çanakkale-İzmir karayolunda Assos sapağını takip ederek
ulaştığınız Assos Antik kentine geldiğinizde ilk karşılacağınız 3200 metre
uzunluğunda,20 metre yüksekliğinde surların kalıntısı olacak. MÖ 4.yy. da inşa
edilmiş surların ihtişamı günümüzde de dikkati çekiyor.
Behramkale Köyü, Osmanlı döneminde kurulmuş eski bir köy.
Antik şehir, yüzünü güneye yani denize dönmüşken, köyün yerleşimi ters tarafa
doğru kurulmuş. Köy antik kent surları içinde yer alması ile dikkat çekiyor.
Sadece 150 haneli bir yerleşim. Yaklaşık 30 senedir sit alanı olarak koruma
altında olduğu için yeni bina inşa etmek yasak. Sadece var olanlar restore
edilebiliyor. Köy içinde Assos mimarisinin taş işçiliğinin güzel örneklerini
görmek mümkündür. Tarihi dokusunu koruyan sokaklarda dolaşması keyifli.Behramkale
ülkemizin antik yerleşim üzerinde kurulan ender köylerinden.
Behramkale köyünün taş sokaklarında, el işi ve hediyelik
eşya satan tezgahlar arasında kısa yolculuktan sonra Assos’un temelini
oluşturan kalıntıların olduğu tepeye ulaşıyorsunuz.
Assos Antik kentinin tarihçesi M.Ö. 6.yy'a kadar gidiyor.
Zamanında kent, yüzünü denize dönmüş ve teraslarla iniliyormuş denize. Deniz
kıyısına inme durumunuz olursa Assos Antik Limanını ve tarihi dokulu evlerini
görebiliyorsunuz. Bu limanın uzun yıllar meşe palamudu ihraç limanı olduğunu da
belirtelim. Bu iş bir dönem köy halkının önemli geçim kaynağı olmuş. 50 yıldır
da zeytincilik daha revaçta.
Assos'da arkeolojik ilk kazı 1881-1883 yıllarında Amerikalı
bir arkeoloji grubu tarafından yapılmış.1981 yılında tekrar başlayan kazılarda
ilk olarak nekrapol yani mezarlık ortaya çıkarılmış.
Athena Tapınağı
Antik kentin en yüksek noktasında Athena Tapınağı bulunuyor.
Arkaik çağ'da Anadolu'da yapılan ilk ve tek dor düzenindeki tapınak, hala
büyüleyici ortamını koruyor. Zeus’un kızı ve 12 Olimpos Tanrısından biri olan
Athena kentin koruyucu tanrıçasıymış. Sağlam sütunlardan çıkarılan örnek
kalıplarla dökülen yeni sütunlar ayakta. Tapınakta kısa bir mola verip
manzarasına kayran kalmamak mümkün değil.Karşınızda Midilli adası, görkemli Ege
denizi, yüzünüzü okşayan rüzgar, özellikle gün batımında sizi antik çağlara
götürecek kadar etkileyici olduğu söyleniyor maalesef biz gün batımını
göremedik bir daha ki sefere dedik. Tapınağın kutsal odasında bulunan tanrıça
heykeli 1800'lü yıllarda Amerikalılar tarafından götürülmüş.
Sütunların üzerlerindeki frizlerin(kabartmaların) bir kısmı
Boston Müzesi, Louvre Müzesi ve İstanbul Arkeoloji müzesinde saklanıyor.
Kabartmalarda Herakles ile ilgili bir hikaye anlatılıyor.
Tapınak alanından aşağıda yer alan teraslara bakıldığında
bir çok kalıntının ortaya çıkarılmaya çalışıldığını görüyorsunuz. Önümüzdeki
yıllarda Assos’u gezmek için çok daha fazla neden olacağı ve çok daha fazla yer
görüleceği kesin.
Nekrapol
Nekrapolün 9 yüzyıl boyunca mezarlık olarak kullanıldığı
tespit edilmiş.En eski gömülerde yakılan
cesetlerin küllerinin küplere konulup ağızlarının kapanması şeklinde gömüldüğü
görülmüş. Sonra daha büyük küplere ana karnındaki pozisyonda yerleştirilmiş
ölüler. Küplerin içine ölü için hediyeler de konuluyormuş. Daha sonra lahit
şeklinde mezarlar kullanılmış. Lahitler yüzeye yakın oldukları için kolayca
ortaya çıkarılmış ve define avcıları tarafından soyulmuş çoğu. Lahitlerin
içinde ele geçirilen, ölü için konulan hediyelerden en ilginci pişmiş topraktan
yapılmış bir kadınlar orkestrası heykelciği !
Amfi Tiyatro
Antik kentin güney yamacında Midilli Adası'na karşı kurulmuş
tiyatronun bir deprem sonucunda yıkıldığı tespit edilmiş. Doğal bir kaya
oyuğuna yapılmış, tahmini 2500 kişilik olan tiyatro sonraki yıllarda taş ocağı
olarak kullanılmış. Yapım tekniği ve plan özellikleri açısından bir Roma çağı
tiyatrosudur.
Tiyatronun yıkılan duvarları restorasyon sonucunda yeniden
örüldü. Aslına uygun oturma sıraları yeniden dökülerek yapıldı. Şu anda tiyatro
1500 kişiyi ağırlama kapasitesinde ve çeşitli festival ve konserlere ev
sahipliği yapabilmekte. İskeleye inen yol üstünde, solda, giriş kapısını
farkedeceksiniz tiyatronun.
Agora
Agora insanların biraraya geldiği kentin en hareketli yeri.
Assos agorası farklı zamanlarda inşa edilmiş karşılıklı iki stoa ile
çevrelenmişti. Stoalar üzeri kapalı, insanları güneşten ve yağmurdan koruyan
yürüyüş ve oturma alanlarıydı. Ayrıca Agora etrafında spor eğitimi için inşa
edilmiş gymnasion, bouleuterion(meclis binası), Bizans Kilisesi kalıntıları
bulunmaktadır.
Ören Yeri Girişi
Antik Kenti gezmek için iki giriş kapısı bulunuyor. Biri
köyün içinden geçerek ulaşacağınız, sizi en tepedeki Athena Tapınağı'na götüren
kapı. Diğeri limana inerken solda farkedeceğiniz eski batı kapısı. Buradan
girerek mezarlık, gymnasion, agora kalıntılarını görebilirsiniz. Kapanış saati
19.30 ama siz çıkana kadar kapatmıyorlar dolayısıyla günbatımını seyrettikten
sonra da çıkabilirsiniz.
Assos Ören yeri ziyaret ücreti 10 TL. dir. Haftanın her günü
ziyarete açık.
Assos Antik kenti çıkışında sağ tarafta küçük bir cami
dikkatinizi çekecektir. Bu camiyi de ziyaret planlarınıza almalısınız.
Hüdavendigar Camii
Hüdavendigar Camii Osmanlı sultanı 1. Murat Hüdavendigar
tarafından 14.yy 'da yaptırılmış. Osmanlı'nın kendine özgü eserlerinden olan
cami tek kubbeli ve kare planlı olarak inşa edilmiş. İçerisinde yer alan kadırga resimleri Osmanlı
cami mimarisinde pek karşılaşılmayan bir örnek oluşturuyor.
Cami'nin
giriş kapısı, kendisinden daha eski Cornelius kentinin kapısı aslında.
Bir de girişte duvardaki Davud Yıldızı olduğu belirtilen
mermer parçası da dikkatinizi çekecek.
Yorumlar
Yorum Gönder