ANADOLU HİSARI
İstanbul Boğazının karşılıklı olarak bekçiliğini yapan iki
hisarı vardır. Bunlardan Rumelihisarı daha çok bilinen daha çok gezileni iken
Anadolu Hisarı biraz öksüz kalmış gibidir. Anadolu Hisarı daha çok bir semt adı
olarak akla gelmektedir. Hisar kaderine terkedilmiştir sanki. Hisarın ziyarete
açık bölümü olmasa da, etrafı birkaç dakika dolaşılabilse de Anadolu Hisarı
semtinde vakit geçirmek, tarihi dokuyu hissetmek, Göksu deresi kenarında
Anadolu Hisarı manzaralı bir çay içmek ayrı bir keyiftir.
Anadolu Hisarı ( Eski kaynaklarda “Güzelhisar, Güzelcehisar,
Yenihisar, Yenicehisar, Akhisar” isimleriyle de zikredilmektedir.olarak da
bilinir), İstanbul'un Anadoluhisarı semtinde, Göksu Deresi'nin İstanbul
Boğazı'na döküldüğü yerdedir.
Anadolu hisarı, 7.000 metrekarelik bir alan üzerine, Boğazın
en dar noktası olan 660 metre mesafedeki bölgesine 1395 yılında, Yıldırım
Beyazıt tarafından ikinci İstanbul kuşatması hazırlığının birparçası olarak inşa edilmiştir.
Anadolu Hisarı, iç ve dış kale ile bu kalelerin surlarından
oluşur. İç kale, dikdörtgen biçimindeki dört katlı bir kuledir. İlk
yapıldığında, bir giriş kapısı bulunmadığı için, kuleye iç kale surlarına
uzanan bir asma köprüden giriliyordu. Üst katlarına da içerideki ahşap
merdivenlerle çıkılıyordu.
İç kale surları, dış kalenin kuzeydoğu ve kuzeybatı
köşelerini birleştirir. Bu surlar üç metre kalınlığındadır. İç surlarla
birleşen dış kale surlarının üzerinde birçok kemer ve surları korumak için
yapılmış üç kule bulunur. Asıl kalenin surları doğu-batı yönünde 65 metre; kuzey-güney
yönünde 80 metre boyunca uzanır. Surların kalınlığı 2.5 metredir. Dış surlarda
topların yerleştirildiği menfezler bulunur. Anadolu Hisarı'nın asıl kalesinde
ve iç surlarında, araları harçla doldurulmuş blok taşlar kullanılmıştır.
Anadolu Hisarı, İstanbul'un fethinden sonra askeri önemini
yitirmiş, çevresi zamanla bir yerleşim bölgesi durumuna gelmiştir. Bugün bazı
bölümleri yıkık olan Anadolu Hisarı’nın ortasından yol geçmektedir.
Anadolu Hisarının Osmanlı tarihinde önemli bir yeri vardır.
Yıldırım Bayezid Han, Ankara Savaşında mağlup olunca oğlu Süleyman Çelebi bir
süre burada saklanmıştır. Sultan İkinci Murad Han devrinde, Haçlı ve Macar
ordusunu durdurmak üzere yola çıkan ordunun Rumeli’ye geçmesinde bu hisardan
faydalanılmıştır. Sultan İkinci Murad Han Yalova yoluyla buraya gelmiş,
Çandarlı Halil Paşa da, karşı kıyıdan top ateşiyle padişahı korumuş, Papalık ve
Venedik donanmasına rağmen rahatlıkla karşı kıyıya geçilmişti. İstanbul’un
fethinden önce Rumeli Hisarı inşa edilmeden bu kale tahkim edilmiş, böylece iki
hisar ile boğaz kontrol altında bulundurulmuştur. 1452’de Sultan İkinci Mehmed
tarafından yapılan değişiklikler, Anadolu Hisarının mukavemetini inanılmaz
şekilde arttırmıştır. Böylece daha önceleri müdafaa maksadıyla yapılan kale,
boğazın transit nakliyatını men ettiği gibi, taarruz vasıtası haline de
gelmiştir. Kalede, hepsi Kocaeli sancağından olmak üzere 200 asker vardı. Barut
depoları, deniz kenarında bulunurdu.
Yorumlar
Yorum Gönder