Kayıtlar

Eylül, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MALTEPE BEŞÇEŞMELER

Resim
Benim gibi İstanbul’da hala mahalle sıcaklığının yaşandığı yerleri arıyorsanız gideceğiniz yerlerden biri de Maltepe Yalı Mahallesi ve Beşçeşmeler meydanıdır. Hele bir de nostaljik Türk dizi mekanları merakınız varsa burası idealdir. Çünkü yirmi sene önce hayatımıza giren mahalle dizilerinden “Mahallenin Muhtarları”  dizisi bu mahalleyi mekan edinmiştir. Mahallenin sıcaklık veren sokaklarını gezerken veya dizide Temel’in meşhur kahvesi olarak hatıralarımıza kazınan cafede çayınızı kahvenizi yudumlarken o yılları yad etmemek mümkün olmayacaktır. Bu sokaklarda dolaşırken tarih meraklıları için de dikkat çekici eserler bulacaksınız. Özellikle meydana ismini veren tarihi Beşçeşmeler gibi.. Bu mahalleye gelmişken mutlaka yapılması gereken etkinliklerden biri de iki yüz yıldan fazla geçmişe sahip (1810’dan beri) Tarihi Beşçeşmeler Fırını’nda meşhur simit ve çayıyla yorgunluk atmaktır. Maltepe geçmişi  Orhan Gazi dönemine kadar inen, İstanbul’un en e

IHLARA KİLİSELERİ; AĞAÇALTI KİLİSESİ

Resim
Aksaray yöresi ve özellikle Ihlara vadisi, inzivaya çekilen veya saldırılara karşı vadiye sığınan Hıristiyan din adamlarının yaptığı/yaptırdığı bir çok kiliseye sahiptir. Bunlar arasında Ağaçaltı Kilisesi (Daniel Pantonassa) dikkat çekenlerdendir. Gerek Güzelyurt tarafından Ihlara Vadisi’nin girişine çok yakın olması gerekse günümüze kadar ulaşabilmiş pekçok fresko barındırması vadideki kiliseler arasında en çok gezilenlerden olmasını sağlamıştır. Ağaçaltı Kilisesi, Ihlara Vadisi içerisinde vadiye giriş merdivenlerinin güney kısmındadır.Gişeyi geçip merdivenlerden inince hemen sağda dikkatinizi çekecektir.  Kilisenin asıl girişi toprak altındadır. Şimdiki giriş 2. kat olarak kabul edilen galerinin apsis kısmındandır. Serbest haç planlıdır. Merkez mekanı yüksek kasnaklı bir kubbeyle, haç kolları beşik tonozla örtülüdür. Preikonaklast teknikle yapılan ve IX-XI yy. arasına tarihlenen freskolarda, Müjde, vahiy ziyaret, doğum,Daniel Aslanlar Çukurunda,Koimesis, Mı

ADİLE SULTAN KASRI

Resim
1970 lerin ortasından itibaren hayatımızda bir “Hababam Sınıflı” yıllar başlamıştı. Hangimiz defalarca izlemedik ki? Sanki bizlerden  biri olan kahramanlarını rollerini repliklerini ezberlemedik ki? 40 yılı geçkin süredir Mahmut Hoca, Damat Ferit, İnek Şaban, Güdük Necmi, Domdom,Tulum Hayri, Hafize Ana olduk. Hatta yıllardır filmdeki sanatçılarımızı bilinen adlarıyla değil bu filmlerdeki lakaplarıyla tanıdık andık.   Yıllar içinde Adile Naşit’le başlayan, Kemal Sunal’la devam eden ve yakın zamanda da Tarık Akan’la içimizi yakan kahramanlarımızı ebediyete uğurlama gerçeğiyle yaşar olduk. Bunlar ilk akla gelenleri, kimbilir “Hababam Sınıfının” hangi isimsiz elemanları sessiz sedasız gidiverdi aramızdan. Böyle bir zamanda hayatımızın bu özel insanlarını yad etmenin, onlarla tekrar bir arada olduğunu hissetmenin en güzel yolu sanırım bu film serisinin çekildiği mekanları gezmek olurdu. Böyle yaptık. Hababam sınıfının ilk dört filmi (1975-1976-1977-1978) Üsküdar’

TUZ GÖLÜ

Resim
Sanki uçsuz bucaksız bir yalnızlıktır Tuz Gölü.. İçinde yaşayan bir canlı yok.. Diğer göller gibi sazlıklarla yosunlarla kaplı değil.. Hatta etrafında ağaç yok. Göz alabildiğine sessiz sakin beyazlık. Tuz Gölü, Türkiye'nin yüzölçümü bakımından ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü, çevresindeki platolar arasına gömülmüş bulunan geniş bir tektonik çukurluğun en derin yerindedir. Tuz Gölü, İç Anadolu Bölgesi'nde Ankara, Konya ve Aksaray illerinin sınırının kesiştiği yerde yer alır. Türkiye'nin tuz ihtiyacının %40'ı bu gölden sağlanır. Tuz Gölü, dışarıya akıntısı olmayan kapalı bir havza gölüdür. En derin yerinde bile bir metreyi zor geçen gölde gözünüz keser ve ayaklarınıza güvenirseniz kilometrelerce yürüyebilir, hatta yaz mevsiminde bir kıyısından diğer kıyısına yürüyerek geçebilirsiniz. Kış mevsiminde yüzölçümü 1.500 kilometrekareyi bulurken yazın 500 kilometrekareye kadar düşmektedir. Özellikle yaz mevsiminde buharlaşma sonucu

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ BOTANİK BAHÇESİ

Resim
Büyük şehirlerde yaşıyorsanız, beton yığınları arasında boğuluyor trafik ve kalabalıkta yok oluyorsanız küçük bir yeşilliği, güzel bir çiçeği özlersiniz. İstanbul bu konularda sanki biraz daha şanslıdır. Çevresinde bulunan ormanlar, tabiat alanları ve şehir içindeki parkları mesire yerleri biraz nefes aldırır. Bu alanlardan biri de İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi’dir. Tropikal bitkilerden çöl bitkilerine, ülkemiz bitki türlerinden dünyanın dört bir yanından yaklaşık binlerce  bitkiyi bir arada görebileceğiniz, sessiz sakin bir saat geçirebileceğiniz yer. Bugün İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi’nde, ağaç, çalı, otsu, tropik ve subtropik yaklaşık 5000 adet bitki bulunur.  Bahçe, bitki çeşitliliği ve Türkiye’de en eski botanik bahçesi unvanı ile gerek yurt  içi gerekse yurt dışında (400 botanik bahçesi ile tohum alış-verişi yapmaktadır) tanınan, saygın bir konuma sahiptir. Botanik Bahçesi’nin en güzel özelliklerinden biri de boğazdan başlayıp Haliç’e