KÖPRÜLÜ KANYON MİLLİ PARKI

-

 

Köprülü Kanyon

Ülkemizin en bilinen, en çok ziyaret edilen kanyonlarından biridir. Köprülü Kanyon muhteşem doğası, turkuaz rengi suları ile görülmeye, yüzülmeye ve akışıyla da rafting sporu yapmaya çok elverişlidir. Özellikle yaz mevsiminde ziyaret edildiğinde yoğun insan kalabalığıyla karşılaşmanız neredeyse garantidir. Daha sakin ortamda ve keyfini çıkararak gezmek için ilkbahar ve sonbahar ayları tercih edilmelidir.

Köprülü Kanyon ismini üzerinde bulunan Roma döneminde inşa edilmiş ve hala işlevini sürdüren tarihi köprüden almaktadır.


Aynı isimle anılan milli park sınırlarında yer alan Köprülü Kanyon Manavgat ilçesinin 63 km kuzeybatısında yer almaktadır. Köprüçay’ın milyonlarca yıl aşındırdığı kayaların oluşturduğu dik uçurumlardan meydana gelir.Bölge 1973 yılından beri milli park ilan edilip koruma altına alınmıştır.

Bolasan Köyü ile Beşkonak Köyü arasında meydana gelen yarma vadi kanyonun en ilgi çeken bölümünü oluşturur. 14 km uzunluğundadır ve 100 metreyi aşan duvar yüksekliğine sahiptir. Ülkemizin en uzun kanyonlarındandır. Kanyonun içinde akan ve genellikle karstik kaynaklarla beslenen Köprüçay her mevsim yüksek debisiyle dikkati çeker.



Köprülü Kanyona ulaşmak için Antalya-Alanya karayolu üzerinde, Serik ilçesini geçtikten sonra “Taşağıl-Beşkonak-Köprülü Kanyon Milli Parkı” tabelası sapağından dönmek gerekiyor. Sapaktan itibaren yoldan ayrılmadan 37 km yol yapılıp kanyona ulaşılıyor. Kanyona adını veren Oluk Köprü araçla ulaşılan son nokta. Buraya kadar yol oldukça düzgün.

Köprülü Kanyon’u keyfini çıkararakgezmek için;Taşağıl,Beşkonak,Bozyaka yoluyla ulaşmak, Oluk Köprü’den araçla Köprüçay’ın karşısına geçmek, dönüş yolu olarak da nehrin diğer yakasını kullanmak. Bu şekilde bir rota oluşturulunca hem kanyonun iki tarafı gezilebiliyor, nehir kenarındaki tesislerin herhangi birinde mola verilebiliyor hem de dönüş yolunda diğer tarihi köprü olan “Büğrüm Köprü” ve antik yollar da görülebiliyor.

                                                    Büğrüm Köprü

MS 2.yüzyılda yapıldığı sanılan Oluk Köprü kanyonun en dikkat çekici eserlerinden. Köprü üzeri ve yanındaki merdivenlerden inilerek kanyonun köprüyle görüntüsü fotoğrafçıların en çok ilgi gösterdiği yerlerden. Yaklaşık 22 metre uzunluğunda, 35 metre yüksekliğinde ve 2.70 metre genişliğinde olan köprü hala araç geçişine uygun. Kanyonun en dar yerine yapılan köprünün iki tarafından kanyon mükemmel görüntüler sunuyor. Oluk Köprü’yü geçince araçlar için uygun park alanı da mevcut. Hem milli park girişi hem de otopark ücretsiz.

Köprülü Kanyon Milli Parkını doyasıya gezmek için zamanınız varsa bir gün ayrılmalı. Ama kısıtlı bir gezi programı yapmışsanız yarım gününüzü kanyona ayırıp, bir iki saati yakında bulunan; Selge Antik Kenti, Tazı Kanyonu ve Aspendos Antik Kenti’ni gezmek için plan yapılmalı, günü Manavgat Şelalesi’nin huzurlu ortamında tamamlamalısınız.






Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İLGİNÇ HİKAYELER,İLGİNÇ MEKANLAR "CİN DELİĞİ,CEHENNEM KAPISI HİERAPOLİS"

-
Resim
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Pamukkale’deki Hierapolis antik kenti günümüze ulaşan tarihi değerleri yanında efsaneleri ve ilginç hikayeleriyle de ünlüdür. Bu ilginç hikayeler içinde kuşkusuz en dikkat çekeni “Cehennem Kapısı” ve 40 metre kadar ilerisinde bulunan “Cin Deliği” dir. Günümüzde Hierapolis’te ”Ölüler ülkesine geçiş kapısı” olarak adlandırılan Plutonium Mağarası ile Cehennem Kapısı’nın gün yüzüne çıkarılarak, bölgenin cazibesinin artırılmasına çalışılıyor. Bilindiği gibi Hierapolis Antik kenti ülkemizin aktif fayları üzerinde kurulu. Bu nedenle tarih boyunca çok şiddetli depremlere ve faylanmalara sahne olmuş. Bu fay kırıkları da magmaya kadar uzanan çatlakları ortaya çıkarmış. Yaşanan depremler sonucu yıkılan Hierapolis yeniden kurulduğu yıllarca sıcak suyun, buharın ve karbon gazının çıktığı bu çatlaklar o günün insanları tarafından “cehenneme açılan kapı” olarak nitelendirilmiş. Arkeologlar Yunan ve Roma mitolojilerinde bu mağaranın öl
Devamı

İSTANBUL'UN EN GÜZEL 10 SEYİR TEPESİ

-
Resim
İstanbul’da yaşıyorsunuz veya İstanbul’a gezmeye geldiniz. Hem en güzel manzarayı yakalamak, boğazı metrapolü doyasıya seyretmek istiyor hem de fotoğraflamayı düşünüyorsunuz. Peki bu arzunuzu karşılayacak en güzel tepeler hangileri? Bu konuda değişik listeler yapılabilir veya bu listeye ilave edilebilir. Mesela benim görüşüm bu listede Anadolu yakasındaki Mihrabat Korusu ve Adile Sultan Korusu’da olmalı. Ama meraklılarının çoğunlukla listelerine aldığı 10 tepe şöyle; BÜYÜK ÇAMLICA TEPESİ Üsküdar’da yer alan iki Çamlıca tepesinden büyük olanı daha çok tercih edilir. Ulaşımı kolay ve İstanbul deyince ilk akla gelen yerlerden olduğu için İstanbul'un en fazla ziyaret edilen seyir teraslarından biridir. Büyük Çamlıca Tepesi, 268 metre yüksekliğinde. Boğaz'ın mavi suları, Boğaziçi Köprüsü ve Avrupa Yakası'ndaki gökdelenlerin silüetine bakarak çayınızı yudumlayacağınız bir balkon. Manzaranıza Galata ve Boğaziçi Köprüsü, Rumelihisarı, Kandilli, Topkapı, Sultanahmet
Devamı

MALTEPE BEŞÇEŞMELER

-
Resim
Benim gibi İstanbul’da hala mahalle sıcaklığının yaşandığı yerleri arıyorsanız gideceğiniz yerlerden biri de Maltepe Yalı Mahallesi ve Beşçeşmeler meydanıdır. Hele bir de nostaljik Türk dizi mekanları merakınız varsa burası idealdir. Çünkü yirmi sene önce hayatımıza giren mahalle dizilerinden “Mahallenin Muhtarları”  dizisi bu mahalleyi mekan edinmiştir. Mahallenin sıcaklık veren sokaklarını gezerken veya dizide Temel’in meşhur kahvesi olarak hatıralarımıza kazınan cafede çayınızı kahvenizi yudumlarken o yılları yad etmemek mümkün olmayacaktır. Bu sokaklarda dolaşırken tarih meraklıları için de dikkat çekici eserler bulacaksınız. Özellikle meydana ismini veren tarihi Beşçeşmeler gibi.. Bu mahalleye gelmişken mutlaka yapılması gereken etkinliklerden biri de iki yüz yıldan fazla geçmişe sahip (1810’dan beri) Tarihi Beşçeşmeler Fırını’nda meşhur simit ve çayıyla yorgunluk atmaktır. Maltepe geçmişi  Orhan Gazi dönemine kadar inen, İstanbul’un en e
Devamı