SUYUN ÖTEKİ YAKASI; KARARAĞAÇ

- Mayıs 23, 2017

Edirne’nin pek de dikkati çekmeyen, çoğu gezi programlarına dahil edilmeyen sevimlimi sevimli bir mahallesidir Karaağaç. Halbuki bu güzel mahalle bazı özellikleriyle mutlaka görülmesi, orada kısa bir zaman geçirilmesi gereken bir mekandır. Zira ülkemizin Meriç Nehri’nin öteki tarafında kalmış tek toprak parçasıdır.

Lozan Barışı’ında savaş tazminatı olarak Türkiye’ye verilen (Bosnaköy ile birlikte) bir simge mahalledir. Arnavut kaldırımlı sokakları, yeşillikler içinde sevimli evleri, her daim cıvıl cıvıl kafeleri,tarihi tren garı, Lozan Barış Anıtı ve Müzesi ve Jandarma Şehitliği ile huzur beldesidir.

Eğer Edirne’ye bir gezi planlıyorsanız; camilerin, tarihi köprülerin, Sarayiçi’nin, kilise ve sinagogların ardından akşamüstü yorgunluğunu atmak için mutlaka Karaağaç’a da uğramalısınız.

ULAŞIM

Karaağaç, Edirne'nin 4 km güneybatısında kalır. Edirne merkezde Pazarkule tabelasından sapıp önce 400 yıllık tarihi Tunca köprüsü ve hemen ardından Meriç köprüsünü geçtikten sonra sağa dönerek kısa bir yolculukla Karaağaç’a ulaşılıyor. Bu arada gidişte veya dönüşte Meriç Nehri kenarında bir yorgunluk kahvesi içilmeli. Çünkü Abdülmecid döneminde yapılan Meriç köprüsü harika bir manzara sunuyor

Mahalleye giderken yolun sağındaki Jandarma Şehitliği dikkatinizi çekecektir.Burada 1912-1913 Balkan savaşlarında Bulgar ordusuna karşı 3 saat boyunca direnip şehit olan 9 jandarma erinin hüzünlü hikayelerini hatırlayıp bir dua edilebilir. Ayrıca ressam Hasan Rıza Bey’de burada yatmaktadır.

KARAAĞAÇ’TA NE YAPMALI

· Huzur verici Karaağaç sokaklarında yürümeli

· Kafelerinde yorgunluk atmalı

· Eski Edirne Tren Garı ve Lozan Anıtı ziyaret edilmeli

KARAAĞAÇ ESKİ TREN GARI

Mimar Kemalettin Bey’in, eseri olan gar binasının, tasarım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber Meşrutiyet’in ilk yıllarında yapıldığı düşünülmektedir. İnşasına başlangıç tarihi de tam kesin olmamakla birlikte 1911-1913 yılları arasında olduğu belirtilir.

Demiryolunun kuzey kenarına hatta paralel olarak yapılan bina 1914’te Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla kullanıma açılamamıştır.

Eski tren garı Lozan Antlaşması'nda Karaağaç, Bosnaköy ile birlikte Yunanistan'ın Batı Anadolu'da yaptığı tahribata karşılık, savaş tazminatı olarak Türkiye'ye verilmiş ,14 Eylül 1923 günü Yunanlılardan teslim alınmış ve 1930'da işletmeye açılmıştır.

Ağustos 1971'de, Pehlivanköy-Edirne arasındaki yeni demiryolu hattının açılması ve kent içinde yeni gar binasının hizmete girmesinden sonra Kaarağaç İstasyon Binası'nın önündeki raylar sökülmüştür.

Türk-Yunan sınırına çok yakın bir konumda bulunan gar bir süre boş durduktan sonra, 1974 yılı Kıbrıs olayları sırasında bir ileri karakol görevi yapmış, Günümüzde onarılıp içi yeniden düzenlenen bina, Trakya Üniversitesi Rektörlüğü olarak hizmet vermektedir.

LOZAN ANITI VE MÜZESİ

Edirne Karaağaç Semtinde bulunan Trakya Üniversitesi Rektörlüğü alanı içerisinde yer almaktadır. Anıtın dikilmesinde Trakya Üniversitesi ve Edirne Valiliği ile diğer kuruluşlar önemli bir çaba sarfetmişlerdir. Lozan Anlaşması ile Karaağaç'ın tekrar Türk topraklarına kazandırılmasını ve Lozan Anlaşmasında kazanılan diplomatik zaferi temsil etmektedir. Anıtın bitişiğinde ise Lozan Müzesi bulunmaktadır.

Lozan Barış Antlaşması ve Karaağaç'ın bu antlaşmayla kazanımı anısına, Trakya Üniversitesi ile Edirne Belediyesi'nin öncülüğünde yapılan Lozan Anıtı'nın temeli 29 Mart 1998'de atılmıştır. 19 Temmuz 1998'de dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından ziyarete açılan Lozan Anıtı üç yüksek sütundan oluşur.

Birinci sütunun yüksekliği 36.45 metre olup; Anadolu'yu, ikinci sütun yüksekliği 31.95 metre olup; Trakya'yı, üçüncü sütun yüksekliği de 17.45 metre olup; Karaağaç'ı simgelemektedir. Bu sütunları, 7.20 metre yükseklikte birbirine bağlayan beton çember, birlik ve beraberliğin sembolü olup, bu çemberin ön yüzünde yerleştirilmiş 4.20 metre boyundaki genç kız figürü; estetiği, zarafeti ve hukuku temsil etmektedir. Genç kız figürünün bir elindeki güvercin, barış ve demokrasinin, diğer elindeki belge ise Lozan Antlaşması'nın simgesidir. Anıtın ayaklarının yerleştirildiği yarım daire şeklindeki 15 metre yarı çaplı havuz ülkemizi çevreleyen denizleri temsil etmektedir.