YERALTI CAMİİ "YOK BÖYLE BİR CAMİ"


Yüzyıllarca Osmanlı’ya başkentlik yapmış İstanbul yüzlerce görkemli camiye sahiptir. Bir hatıra bırakmak amacındaki padişahlar, güç yarışındaki valide sultanlar, sadrazamlar,paşalar ve  ünlü miamarlar bazıları hayranlık uyandıran camiler yaptırmışlardır.

Ama bir cami vardır ki ne mimarisiyle, ne ihtişamıyla dikkati çeker.  Hatta çoğumuz bilmeyiz dikkat etmeyiz Yeraltı Camii’ni. Halbuki bu caminin birçok hikayeler, birçok özellikler hatta tarihi olaylar barındırdığını biraz araştırınca görürüz.


Yeraltı Camii’nin görkemi yoktur, kubbesi yoktur,minaresi sonradan I.Mahmud zamanında ilave edilmiştir.Ama;


  • Kadir Gecesi’nde Eyüp Sultan’dan sonra en çok ziyaret edilen camidir çünkü İslam tarihi açısından önemli isimlerin kabir ve makamları var. Arapların 7 yıl süren İstanbul’u alma savaşlarında ölenlerden bazılarının burada gömüldüğü belirlenmiştir.Üç türbeden biri kesinleşmiş bir kabir. Camiye girince sol tarafta yer alan tabiinden Süfyân bin Uyeyne'nin türbesi. Sahabe-i Kiram'dan olan Veyh bin Hüşeyre'nin kabrinin veya makamının da cami girişinin karşısında sol tarafta yer aldığına inanılıyor. Yine sahabeden olan Amr bin As'ın ise makamı burada. Ülkemizde mekanın içinde kabir olan ender camilerdendir.


  •  Bir başka rivayete göre H. 96 (714) yılında İstanbul’u almak için gelen Arap Orduları burada yedi yıl kalmış savaşta şehit edilenlerden bazıları buraya defnedilmiştir. Arap Orduları Şam7a dönerken Asker’in önemli eşyalarından bazıları bu mahzene konulmuş kapısının üzerine kurşun dökülmüş. Kurşunlu mahzen sözü buradan kaynaklanmaktadır.
  • Cami olarak yapılmamıştır,yapımı tam olarak bilinmese de 570'li yıllarda Doğu Bizanslıların gemilerin Haliç'e girişini engellemek için Galata-Sirkeci arasına çektiği zincirin bir ucunun bağlandığı Kastellion Kulesi'nin mahzeni... Belki de bu nedenle bir diğer ismi “Kurşunlu Mahzendir”



  • Tarihinde zindan, İstanbul’un fethinden sonra da cephane deposu ve su sarnıcı olarak kullanılmış. Rivayet olunur ki; Süfyân bin Uyeyne kuşatma sonlanıp ordu geri çekilirken Bizans'a esir düşer. Kastellion Kulesi'nin zindanına hapsedilir, susuz bırakılır. Dua edince de yerden su çıktığı rivayet edilir. Zindanda gördüğü işkenceler sonucu şehit olur. Mahzene gömülüp kabrin bulunduğu kapı kurşunlanarak kapatılır. Bugün camiyi gezerken  su kuyusunun yerini de görebiliyorsunuz.


  • Yine rivayet olunur ki; 1750'lerde Üsküdar'da insanlar mahzenle ilgili mübarek kişilerin burada gömülü olduğuna dair rüyalar görmeye başlayınca kabir tespiti konusunda zamanın padişahı I. Mahmud'un kapısı çalınmış. O da rüyaları tabir ettirip araştırma yaptırmış. Kabir bulununca Sultan artık buranın cami yapılmasını emretmiş. Yani yaklaşık 260 yıllık bir camidir.
  • Bir başka not; 22 Ocak 1932’de, ilk Türkçe Kuran’ın burada okutulmuştur.




İkisi deniz tarafında, ikisi kara tarafında olmak üzere dört  kapıdan girilen cami oldukça geniş bir alana yayılıyor.Yüksekliği 2 metreyi zor bulan oldukça basık bir cami.

Nerede
İstanbul Karaköy vapur iskelesini geçtikten sonra sola sapınca, Kemankeş Caddesi üzerinde Karantina sokakta yer alır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İLGİNÇ HİKAYELER,İLGİNÇ MEKANLAR "CİN DELİĞİ,CEHENNEM KAPISI HİERAPOLİS"

İSTANBUL'UN EN GÜZEL 10 SEYİR TEPESİ

MALTEPE BEŞÇEŞMELER