YEDİGÖLLER MİLLİ PARKI "SİZİ KENDİNE AŞIK EDECEK"


Ormanın temiz havasını, göllerin muhteşem manzarasını ve şelalelerin huzur veren sesini dinlemek, gerçek mutluluğu yaşayabileceğiniz bir gün geçirmek için mutlaka gezi listenize almanız gereken yerlerden biri;Yedigöller.

Yedigöller Milli Parkı Bolu ilinin kuzeyiyle Zonguldak ilinin güneyinde yer alan bir doğa harikası.  Köroğlu Dağları’nın üzerinde yer alan milli park volkanik kayaçlar ve serpantinlerle kaplı.Kuzey Anadolu fay hattı sınırlarında bulunan alan sık sık depremler yaşamış ve bu depremler sırasında oluşan heyelanlar sonucu akarsu vadilerinin önü kapanarak doğa harikası 7 heyelan set gölü oluşmuş.


Büyükgöl,Deringöl,Seringöl,Nazlıgöl,Sazlıgöl,İncegöl ve Kurugöl isimleriyle anılan bu göllerin her biri ayrı görsellik sunuyor.Milli Park aynı zamanda başta kayın,porsuk,ladin,köknar ve meşe olmak üzere çok sayıda ağaç türünün yer aldığı geniş orman alanına sahip.



Bölge 1965 yılında Milli Park ilan edilerek buradaki bitki ve hayvan türleri koruma altına alınmış. Milli Park Bolu il merkezine 42 km uzaklıkta, Yıllarca yolların bozukluğundan şikayet edilmiş, bu nedenle genelde Mengen üzerinden ulaşılmış. 2015 yılında Bolu yolu asfaltlanmış, oldukça kolay ve kısa ulaşım sağlanmış.

Yedigöller Milli Parkı İstanbul’dan gidenler için 4-5 saat arası sürüyor. Ama park içinde geçireceğiniz birkaç saatlik mutluluk tüm yorgunluğunuzu unutturuyor. Her mevsim ayrı güzelliği var parkın ama özellikle sonbahar ve ilkbaharda ayrı güzel. Biz ilkbaharda ziyaret ettik. “Mutlaka sonbaharını da görmelisiniz” sözünü çok duyduğumuz için ilk sonbahara yine sözleştik.

Peki milli parkı tam anlamıyla nasıl gezebiliriz;


İlk yapmamız gereken milli park içine girmeden Kapankaya seyir terasından göllerin ve ormanın muhteşem görünümünü seyretmek. Yolda sağ tarafta tabela ile yeri belirtilmiş. Birkaç dakika tırmanıştan sonra seyir terasına geliyorsunuz. 10-15 dakika ayırıp manzaranın tadına varmalı ve mutlaka fotoğraflamalısınız.

Milli parkın girişinde aracınızı park ettikten sonra şöyle bir etrafınıza bakınıp kendinize bir yürüyüş rotası çizmekte fayda var,çünkü ne tarafa gitsem diye aklınız karışacak.


Girişte önce iki göl karşılayacak sizi; sağ tarafınızda mükemmel kareler yakalayabileceğiniz Nazlıgöl, sol tarafınızda adı gibi incecik görünümüyle İncegöl.İncegöl’ün yanından devam ettiğinizde karşınıza Sazlıgöl çıkacak. (Zamanımız yetmediğinden Sazlıgöl’ü sonraki ziyaretimize bıraktık.)

                                                  İncegöl

Nazlıgöl buradaki göllerin en büyüklerinden. Adı gibi nazlı, sakin. Fotoğraf meraklılarına en güzel görüntü veren göl burası bence. Nazlıgöl’ün çevresinde kısa bir tur attıktan sonra kampçıların yoğun olarak tercih ettikleri alana geliyorsunuz.

                                                                     Nazlıgöl


Buradaki tahta köprüde de birkaç güzel kare yakalayabilirsiniz. Köprünün sol tarafında Kurugöl’ü göreceksiniz. Suyun fazla olduğu dönemlerde Nazlıgöl’den beslenerek biraz suyu olsa da yılın büyük bölümü kuru.


                                                                   Kurugöl

Kamp alanından geçip “gülen kayalar” tabelasını ve su sesini takip ederek önce harika görüntüler sunan şelalelere,




ardından da dilek çeşmesine (yedi sular) ulaşacaksınız. Bu yedi çeşmenin suyundan birer yudum içip dilek dilemeyi unutmuyorsunuz tabii. Suyu oldukça soğuk ve lezzetli.



Şelalelerin yanından yolunuza devam ettiğinizde sağınızda yeni bir göl çıkacak. Milli parkın en büyük göllerinden Deringöl karşılayacak sizi.

                                                             Deringöl

Karşısında da köprüleriyle, iskeleleriyle ve kalabalık insan topluluğuyla en fazla ziyaret edilen göl Büyükgöl’ü göreceksiniz.

                                                                    Büyükgöl

Burada vereceğiniz resim molası ve dinlenmenin ardından kıyı boyunca yürüdüğünüzde sizi milli parkın son gölü olan Seringöl karşılayacak. Büyükgöl ile bağlantısı olan bu gölün yıl boyu soğuk suya sahip olduğunu da belirtelim.


                                                           Seringöl

Milli park yılın her dönemi (tabii ki hafta sonları) oldukça kalabalık. Mangal yakmak yasak olduğu için gezmek daha güzel ve kolay olmuş. Hangi mevsim giderseniz gidin ayrılırken mutlaka tekrar görüşmek üzere diyerek vedalaşacaksınız. Mutlaka bir sonbahar ziyareti yapacaksınız.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İLGİNÇ HİKAYELER,İLGİNÇ MEKANLAR "CİN DELİĞİ,CEHENNEM KAPISI HİERAPOLİS"

İSTANBUL'UN EN GÜZEL 10 SEYİR TEPESİ

MALTEPE BEŞÇEŞMELER