İSTANBUL SU KEMERLERİ
SU; Dünyada yaşam oldukça vazgeçilmezimiz oldu ve
olacak..Günümüzde bir parmak hareketiyle ulaşabildiğimiz bu yaşam kaynağımıza
atalarımız ne zor şartlarda kavuşmuş düşünüyor muyuz?
Tarih kitaplarını biraz karıştırınca Bizanslılardan
Osmanlılara suyun nerelerden ve ne şartlarda taşındığını görmek mümkün.
Istranca Dağları’ndan 240 km yol katederek İstanbul’a ulaşan suyu düşününce
hayret ve saygı duymamak mümkün değil.. Bugün Belgrad Orman’ları başta olmak
üzere İstanbul’un değişik yerlerinde hem bentlere hem de mimari harikası su
kemerlerine rastlamak mümkün.
İstanbul su kemerleri deyince ilk akla gelen ve şehrin
sembollerinden olan Bozdoğan Kemeri’dir.
Bozdoğan (Valens)Kemeri
İstanbul Fatih’de, bugün İstanbul Üniversitesi’nin bulunduğu
tepe ile Fatih Camii’sinin bulunduğu tepe arasında uzanmakta olan Bozdoğan Su
Kemeri Geç Roma, Erken Bizans dönemi eseridir. Roma ve Bizans dönemlerinde
Hadrianus ve Valens isimleriyle de anılan kemerinin yapım tarihi tam olarak
belli olmayıp; Hadrianus dönemi (117–138) ve Roma İmparatoru Valens dönemi
(364–378) kemerin inşa edildiği tarih aralıkları olarak bazı kaynaklarda
zikredilmektedir. Kemer; II. İustinos (576), V. Konstantinos (741–775) ve 1019
yılında II. Basileios döneminde tamir edilmiş ve 11.yy.dan sonra kentin
kuşatılması ve istilasıyla uğramasıyla büyük zarar görmüştür.
Yıllarca İstanbul saraylarının, hamamların ve Yerebatan
Sarnıcı’nın suyunu sağlamak için kullanılan Bozdoğan Kemeri; 1400 lü yıllarda
şehri gezen seyyahların yazdıklarına göre çevredeki bağ ve bahçelerin sulanmasına da
yardımcı olmuştur. İstanbul’un fethinden sonra, İstanbul’un mevcut su sorununu
gidermek için, Fatih Sultan Mehmet tarafından, kemerin su şebekeleri onartılıp,
kemere ilaveler yapılarak, istanbul’un su sorunu çözüme kavuşturulmaya
çalışılır. Osmanlı Döneminde de birçok kez elden geçirilen kemere; II. Bayezid,
Kanuni Sultan Süleyman ve II. Mustafa dönemlerinde eklemler ve onarımlar
yapılmış, bu onarımlar tarihi su kemerinin sağlamlaşmasında yeterli etki
yaparak günümüze ulaşmasına büyük katkı sağlamıştır.
Erken Bizans dönemlerinde 1 km.den uzun olduğu düşünülen
kemerin ortalama uzunluğu 971 m, denizden yüksekliği 63.5 metre ve zemin
yüksekliği ise ortalama 28 metredir. Bugün büyük bir bölümü yıkılmış olan
kemerden yalnızca Atatürk Bulvarı üzerindeki bölüm sağlam kalmıştır.
Uzun Kemer
Kemerburgaz’la Göktürk arasında yer alan bu kemer,
İstanbul'daki Kırkçeşme Suyolu’nun en uzun kemeri. 25 metre yüksekliğinde, 711
metre uzunluğunda ve iki katlıdır. Su yolu üzerindeki diğer bütün kemerler gibi
burası da 1554-1562 yılları arasında Mimar Sinan tarafından yapılmış. 1563
yılındaki büyük sel felaketinden sonra onarılmıştır. Mimar Sinan yıkılan on iki
kemerin ayaklarını yeniden yapmış, aşağıdan itibaren ikinci katın altına kadar
sürekli azalarak sıfırlayan yeni bir sistemi ilk kez Uzun Kemer’de
uygulamıştır. Ayrıca kemerin yıkılmayan bölümlerini de payandalarla
desteklemiştir.
Kemerburgaz ormanlığının kuzeybatısında,Göktürk beldesinin
girişinde, Kağıthane deresi üzerinde yer alan Uzun Kemer’in temelleri Roma
devrinden kalmıştır. Bu temeller üzerine Mimar Sinan tarafından yeniden inşaa
edilen bugünkü kemer,İstanbul’un ve Türkiye’nin ayakta kalmış en uzun su
kemeridir.
İki katlı Uzun Kemer,26 metre yüksekliğinde ve 710 metre
uzunluğundadır.Üst katında 50, alt katında 47 olmak üzere toplam 97 kemeri
vardır. Üstteki gözleri alttakilere göre daha kısadır. Kemerin ayağı üzerindeki
taşların birinde “Allah” yazısı, bir başkasında ise bugün defineciler
tarafından tahrip edilmiş olan bir madalyon bulunmaktadır.
Kemerin yola yakın bölümleri, taşları temizlenerek restore
edilmiştir.
Bahçeköy (I.Mahmut) Kemeri
Bahçeköy Kemeri 1731 yılında Sultan I. Mahmut tarafından
Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Kemerin uzunluğu 409 metre, yüksekliği 27 metre,
genişliği de 3.25 metre olup 21 gözlüdür. Bu kemerden; Beyoğlu, Beşiktaş,
Ortaköy, Galata, Kuruçeşme, Arnavutköy, Kasımpaşa ve Sultan'ın sarayına su
veriliyordu.
Evvelbent su kemeri
Bahçeköy Caddesi olarak bilinen ve orman yolundan
Kemerburgaz'a bağlayan yolu devam edersek bir süre sonra bir kemerin altından
geçeceğiz. Evvelbent Kemeri ya da Paşadere Kemeri olarak bilinen Mimar Sinan
yapısı su kemeri. 102 metre uzunluğa sahip kemerin asıl adının Balıkzade olduğu
söylenmektedir. Bugün altında arabaların geçtiği uzun bir göz ile altta 5,
üstte 7 olmak üzere toplam 13 gözü vardır.
Belgrat
Ormanı içerisinde olan diğer kemerler: Eğri Kemer Kemerburgaz girişinde (bu
kemere Kovuk Kemer de deniliyor) olup Bizans İmparatoru Andronikos tarafından
yaptırılmıştır.
Kurt Kemeri (Bent Kemeri), Güzelce Kemer (Bu kemere de
Gözlüce ve Kahveci Kemeri de denilmektedir). Belgrat Ormanındaki en muhteşem
kemer Malova Kemeridir. Bu kemere Mongolova, Moğlava, Muallâk ve Mualla kemeri
de denilmektedir. Kemer Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Kemerin uzunluğu
265 metredir. Orta kısmında ki dört büyük kemer vardır. Bunların her birinin
açıklığı 18.40 m'dir. Bu kemere yanlış olarak, Jüstinie kemeri de
denilmektedir. Böyle söylenmesine sebep ise, burada daha eskiden bulunan bir
kemerin yerine bu kemerin yapılmış olmasıdır.
(Bu kemerleri de gezdikçe resimleyip bilgiler verilecektir)
Yorumlar
Yorum Gönder