TİRİLYE


Tirilye Bursa’nın Mudanya ilçesine bağlı bir belde.İlçe merkezinin 11 km batısında.Ulaşım oldukça kolay.İstanbul’dan BUDO ile denizden,Bursa’dan otobüsle Mudanya’ya gelip iskelenin oradan yarım saatte bir geçen Tirilye dolmuşlarıyla beldeye ulaşılıyor.

Tirilye; denizi, Osmanlı mimarisinin günümüze ulaşan en eski örneklerini oluşturan  evleri,Rumların yaşadığı dönemden kalan ahşap binaları,kiliseleri ve diğer tarihi konaklarıyla oldukça ilgi çekici.
Sakinlik bazen huzurlu gezmenizi sağlıyor burada ama  eksiklik te yaratıyor. Bazen aradığınız bir yeri sormak istiyorsunuz ama sokaklarda kimseyi bulamıyorsunuz.Halk henüz turizmi geçim kaynağı olarak düşünmemiş, balıkçılık, tarım ve özellikle zeytin yetiştiriciliği yetiyor onlara.Zeytinleri,zeytinyağı ve zeytinden üretilen sabun benzeri ürünler en çok bulunabilenlerden. Yakın zamana kadar isminin “Zeytinbağı” olması da bundan dolayı.


Tarihçe
Tirilye’nin bulunduğu bölge tarih içinde Misyalılar, Traklar, Antik Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar tarafından yönetilmiştir. 1330’da Osmanlı egemenliğine giren Tirilye’nin ismi 1900’lü yılların başında "Mahmutşevketpaşa" kasabası olarak değiştirilmişse de yerleşim Tirilye olarak anılmaya devam etmiştir. 1963 yılında "Zeytinbağı" adını alan belde, 2011’de alınan bir kararla tekrar “Tirilye” adını almıştır.
Tirilye, olasılıkla Mudanya’nın fethi ve Mirzeoba, Kaymakoba gibi Türkmen köylerinin kuruluşu evresinde (1321-1330 arasında) Osmanlılar tarafından ele geçirilmiştir. Fethinden sonrada Rumların çoğunluk olarak yaşadıkları bir yerleşim olma özelliğini korumuştur.
II. Bayezid döneminde İstanbul’dan 30 hane Türk’ün getirilerek yerleştirildiği ve eski kayıtlarda Kitai’nin iskelesi olarak anılmakta olan Tirilye, Osmanlı döneminde Rumların büyük çoğunlukla yaşadıkları zengin bir yerleşim yeri idi. Özellikle zeytin ve zeytinyağı dünyaca tanınmıştı. İpekböcekçiliği ve şarap üretimi ile balıkçılık da önemli uğraşlar arasında geliyordu.
1909’da Sadrazam Mahmut Şevket Paşa’nın öldürülmesi üstüne, bir süre “Mahmutşevketpaşa” adı verilen belde, kısa süre sonra yine eski adıyla anılır olmuştur.
Yunanistan’ın 1920–1922 arasında Bursa ve çevresini işgal altında bulundurduğu dönemde, Kral Konstantin tarafından ziyaret edilen (Eylül 1921) Tirilye, 13 Eylül 1922 günü Türk ordusunun gelmesi ile işgalden kurtarılmıştır.
Kurtuluş Savaşı sonrasında beldenin Rum halkından bir bölümü kendiliğinden, bir bölümü de Lozan’da varılan “Mübadele Anlaşması” gereğince Yunanistan’a göç etti. Onların yerine Selanik ve Girit’ten gelen Müslüman-Türk göçmenler beldeye yerleştirildi. Ayrıca Selanik,Usturumca, Dedeağaç, Serez, Tikveş, Karacaovalı ve Bulgaristan'dan gelen bazı göçmenler de bölgeye yerleştirildi.

Tirilye’de Gezilecek Yerler
Tirilye birçok kilise, kiliseden dönüştürülen camii, tarihi evleri ile karşılıyor ziyaretçilerini. Bu tarihi yapıların bir bölümünü birbirine yakın alanlarda görebiliyorsunuz.Bazılarını görmek içinse beldenin dar ve yokuşlu sokaklarına tırmanmanız gerekiyor. Her sokakta bir sürpriz yapıyla karşılaşmanız mümkün. Bu arada gezinizi yaz mevsiminin sıcak günlerine rastlatırsanız yorucu bir tur bekliyor. Bu yorgunluğu göze alıp ta tepeye kadar çıkarsanız beldenin en yüksek yerinde Marmara ve Tirilye  manzarasını en güzel şekilde seyredip dinlenebileceğiniz Çamlı Kahve ideal bir mekan.


Kemerli Kilise





1676'da gezgin Dr. John Covel tarafından hazırlanan el yazması bir belgede, kilisenin Panagia Pantobasilissa'ya (Bakire Meryem) adandığı belirtilir. İlk yapı, duvar tekniği ve başka özellikleri göz önünde bulundurularak 13. yüzyıl sonlarında yapıldığı kabul edilir. İlk tabaka freskolar’ı 14. yüzyıl başlarına,ikinci tabaka freskolar ise 18. yüzyıla (1723) tarihlendirilir. İstanbul Fener Rum Patrikhanesi’nin Bursa Metropolitliği’ne atadığı Elpidophoros Lambriniadis tarafından satın alındı.Restorasyondan sonra kilise olarak hizmet verecek.O nedenle kapalı ancak dışarıdan resimleyebiliyorsunuz.






Dündar Evi


Eski bir kilise binası olan Dündar Evi, Rumların bölgeyi terk etmesi ardından özel mülkiyetin olmuştur. Bu gün halen konut olarak kiralanan bu eski kilisenin içinde 3 aile oturur. Ana giriş, kemerli taş bir kapıdandır. Giriş bölümü 3 katlıdır. Giriş katında pencereler küçük ve karedir. İkinci katta pencereler daha büyüktür ve dikdörtgendir. Üçüncü katta ise pencere üstleri kemerle tamamlanır.


Taş Mektep


Taş Mektep 1909 yılında yapılmış bir binadır. Kıbrıs Eski Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios’un bu okulda eğitim aldığı ifade edilir. Döneminin Batı mimarisini yansıtan Neo-klasik tarzda bir yapıdır.
İskele caddesinin batısındaki tepede bulunan yapının üzerindeki bir taş oymadaki yazıda “M. MYPIDHS APXITEKTWN 1909” (M. Miridis Arhitektoğn 1909) ifadesinden mimarı ve yapım yılı anlaşılabilir. (Akıncıtürk, 2000) Sonradan İzmir Metropoliteni olan Hrisostomos, bu okulda müdürlük yapmıştır[kaynak belirtilmeli]. Bu bina 1924 tarihinde şehit, öksüz, yetim çocukların okudukları Dar-ül eytam (Öksüz Yurdu) olarak Kazım Karabekir Paşa tarafından açılmıştır.Taş mektep te restorasyonda olduğu için dışarıdan görülebiliyor.

Fatih Cami


Eski ismi Aya Tadori olan ve kapısında Hicri 968, Miladi 1560 yazılı olan kilise, son-radan Fatih cami olarak değiştirilerek kullanıma açılmıştır. Girişinde Bizans sütun başlıklarına sahip yapı-nın 19 metre yüksekliğinde kubbesi bulunmaktadır.
Camiye 4 adet başlıkları madenden yapılmış motiflerle süslü sütunların taşıdığı ahşap beşik bir çatı ile kapalı bir revaktan girilir. Kilise olarak yapılan binada, mevcut mihrabın üzeri yarım kubbe ile örtülüdür. Çift kademeli kasnağa oturan konik kubbe hakim elemandır


Osmanlı hamamı(Avlulu Hamam)

Avlulu Hamam Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırlımıştır.Fatih Cami yanında yer alır.Hamam doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, peş peşe beş ayrı mekandan meydana gelmiştir. Hamamın girişi doğu duvarındadır. Soyunmalık ve onu izleyen mekan ayna tonozla örtülüdür. Buradan küçük bölümlere ve sıcaklığa geçilmektedir. Sıcaklık bölümü doğu-batı yönündeki bir sivri kemerle iki bölüme ayrılmış, üzerleri de kubbelerle örtülmüştür. Sıcaklığın çevresi Bursa üslubunda nişlerle çevrilmiş, bunların altına birer kurna yerleştirilmiştir. Ayrıca hamamın içerisine küçük dikdörtgen bir havuz yerleştirilmiştir.Kültür Merkezi olarak kullanılmak üzere restore edilmektedir.

Bunların dışında günümüze birkaç duvarı veya temel kalıntıları ulaşabilen;
Medikion manastırı
Hagios Ioannes Theologos (Pelekete) Aya Yani Manastırı
Batheos Rhyakos Soteros Manastırı(Aya Sotiri) listeye dahil edilebilir.

Tirilye Evleri
Rumlardan kalan cumbalı evler Tirilye’nin sembolüdür adeta.Bazılarını izlerken fotoğraflarken hayranlık duyarsınız, geçmişe dalarsınız, bazılarının da hala nasıl ayakta kalabildiğine şaşırırsınız.













Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İLGİNÇ HİKAYELER,İLGİNÇ MEKANLAR "CİN DELİĞİ,CEHENNEM KAPISI HİERAPOLİS"

İSTANBUL'UN EN GÜZEL 10 SEYİR TEPESİ

MALTEPE BEŞÇEŞMELER