İSTANBUL'UN EN GÜZEL 10 ÇEŞMESİ
1.III.AHMED ÇEŞMESİ
2.TOPHANE MEYDANI ÇEŞMESİ
Kılıç Ali Paşa Camii'nin kuzeyinde, Tophane
Meydan'ında. Mimarisi gösterişsiz ve sade olan bu çeşme, 1. Mahmud tarafından
Taksim Suyu Tesisleri'nin bitiminden sonra 1732'de yaptırılımış. Dört tarafı
aynı tipte mermerden oluşuyor. Ortasında sivri mümas ve pirinç musluklu birer
musluk ve yalak, çeşmenin her iki yanında, içinde meyve ve yemiş ağaçları
kabartmalı saksılar var. Bir meydan çeşmesi olan Tophane Çeşmesi, Üsküdar'daki
3.Ahmed çeşmesiyle aynı. Gövdesinin üst taraflarını çepeçevre dolaşan ve her
bir tarafa beşer mısralık ikişer satır halinde celli sülüs ile yazılmış, kırk
mısralık uzun bir tarih kasidesi var.
3.SALİHA SULTAN ÇEŞMESİ
Azapkapı'da, Unkapanı Köprüsü ayağında, Sokullu Mehmet
Paşa Camii arkasında yer alıyor. Saliha Sultan Sebili ve Çeşmesi, harap
halinden 2005'te kurtuldu. Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş.'nin "Tarihi
Eserleri Koruma Projeleri" çerçevesinde sürdürdüğü restorasyonun ardından
15 Şubat 2006'da hizmete açıldı. Beş ay süren restorasyondan sonra özellikle
çeşmenin altın varaklı çatısı ve kubbeleri aslına uygun olarak yenilendi. İlk
onarımı 1950'de yapılan çeşme, 1970'lerden sonra bakımsız bir şekilde terk
edilmişti. 2005'te başlanan son restorasyonla çeşmenin üst
örtüsü orijinal şeklinde ahşap kubbe olarak yeniden yapıldı. Kubbe üzerindeki
bozulmuş süs kubbelerinden üçü onarıldı. Çeşmenin kubbe ve kitabeleri altın
varaklarla aslına uygun haline getirildi.
4.III.AHMED ÇEŞMESİ ÜSKÜDAR
Üsküdar iskele meydanının tam ortasında bulunuyor. Pek
çok kişi çeşmenin adını bilmese de onun önünde buluşuyor. Padişah 3. Ahmed
tarafından, annesi Gülnuş Emetullah Valide Sultan'ın hayırla yadedilmesi için
1728'de yaptırılmış. Dört yüzünde dört çeşme var. Üzerinde yine dört cepheli
geniş saçaklardan oluşan ahşap bir çatısı bulunuyor. Ana orta çeşmeler kaplara
su doldurmak için yanlardaki küçük çeşmeler ise su içilmesi için yapılmış.
Çeşmenin üzerindeki süsler, kabartma ve dolgular binanın üstünde boşluk
bırakmaksızın yerleştirilmiş. Yan ve arka cephedeki sivri kemer aynalarında ve
kemer ayaklarını teşkil eden sövelerin etrafında rumi ve floral oymalar
ve ana cephedeki ana musluk aynasının üst kemer üzengisinde dizili sık
oymalar var.
5.VALİDEÇEŞME BEŞİKTAŞ
1839'da Sultan Abdülmecid'in, annesi Bezmialem Valide
Sultan adına yaptırdığı çeşme, hem Valideçeşme hem de Vişnezade olarak anılan
mahallede, Maçka Spor Caddesi'nde bulunuyor. Dört tarafı mermer kaplama bir
meydan çeşmesi. 1985'te TBMM Milli Saraylar Dairesi Başkanlığı tarafından
onarıldı. 2. Mahmud zamanında yaygınlaşan ampir üslubunun özelliklerini
taşıyor. Musluk aynasının ekseninde birbirini çapraz kesen yivli gövdeli iki
meşaleye alttan ve üstten birer kurdele dolanıyor. Bu bezeme grubunun üstünde
rozetlerden oluşan ters armut biçiminde çelenk ve defne dalları var. Baştabanda
eksen üzerinde yuvarlak madalyon içinde Abdülmecid'in tuğrası bulunuyor.
Çeşmenin arkasında Bezmialem Valide Sultan tarafından yaptırılmış, etrafı
parmaklıklarla çevrili, mihrap taşı bulunan bir namazgah var.
6.GÖKSU ÇEŞMESİ
Göksu'da Küçüksu Kasrı'nın yanında bulunan çeşmeyi 3.
Selim, annesi Mihrişah Sultan için 1807'de yaptırdı. Pitoresk üslupla yapılan
bu çeşme Boğaziçi resimlerini en çok süsleyen çeşmedir. Göksü ve Küçüksu
dereleri arasındaki ünlü mesirenin varlığına bağlı olarak, İstanbul
literatüründe özel bir yer taşır. Barok ve Ampir üsluplarının geçiş döneminde
yapılmış. Deniz kenarında olduğu için yüksek bir sofa üzerine yerleştirilen
çeşme, dikdörtgen planlı. Buradaki mesire yerinin önüne yapılan vapur iskelesi
ve daha sonra Boğaz köprülerinin yapımı sırasında Küçüksu Çayırı'nın şantiye
olarak kullanılması, eski iskele yerine yapılan kahve ve uzun yıllar süren
Küçüksu Kasrı inşaatı, çeşmenin bakımsız kalmasına neden olmuş.
Resim alıntıdır
7.BEREKETZADE ÇEŞMESİ GALATA
1732'de Sultan I.
Mahmud zamanında, halkın su ihtiyacını karşılamak üzere yaptırıldı. Lale
Devri'nde yapılan en güzel çeşmelerden biri. Galata Kulesi'nin Beyoğlu
yönündeki yarım daire planlı avlusunu kuşatan duvarın üstünde; Büyükhendek
Caddesi'yle Fırçıcı Sokağı'nın kesiştiği köşede bulunuyor. Osmanlı ve
Cumhuriyet dönemlerinde çeşitli onarımlar geçirerek günümüzdeki halini almış.
Şu an tek cephesi bulunuyor, fakat 150 yıl önce yapılan
bir gravüre bakılacak olursa, çeşmenin bir meydan çeşmesi olarak yapıldığı
düşünülüyor. Süslemesinde değişik renk tonlarında saçaklar kullanılmış. Çiçek
motifleri özellikle ağır basıyor.
8.ONÇEŞMELER BEYKOZ
Behruz Ağa tarafından yaptırılmış. Onçeşmeler ve İshak
Ağa Çeşmesi olarak da biliniyor. Onçeşmeler adını, gece gündüz hiç durmadan
akan on lülesinden almış. Birçok ressamın tuvaline, birçok şairin şiirine
yansımış. Çeşmenin yıkık dökük olduğu bir vakit, halk, padişaha çektikleri
susuzluk sıkıntısını aktarmış. Padişah, Sadrazam Seyit Hasan Paşa'yı
görevlendirmiş. Seyit Hasan Paşa da bu konuyla ilgilenmesi için Gümrük Emini
İshak Ağa'yı görevlendirmiş. Bütün masraflarını Gümrük Emini İshak Ağa
tarafından karşılanan çeşme 1747 yılında yeniden yapılmış. Çeşmenin hemen
önünde kalan bazı bölümleri yol çalışmaları nedeniyle yıkılmış. Ressam İbrahim
Çallı'nın "İshak Ağa Çeşmesi", Ali Rıza Bey'in "Beykoz
Onçeşme", Nazmi Ziya'nın "Kır" tabloları bu çeşmeyi konu
alır.
9.HATİCE TURHAN VALİDE SULTAN ÇEŞMESİ EMİNÖNÜ
Eminönü Bahçekapı'da, Şeyhülislam ve Bankacılar
sokaklarının kesiştiği köşede bulunuyor. 1597 yapımı. Çeşme ve sebil yanyana. Sebil,
dört mermer sütunun birbirinden ayırdığı üç dökme demir pencereden oluşuyor.
Her pencerenin bulunduğu bölümde yedişer su verme aralığı var. Pencerenin
üstünde renkli taşlardan yapılmış sivri kemerler bulunuyor. Çeşmesi klasik tarzda
mermerden yapılıp içi çinilerle donatılmış. Çeşme ve sebil, eski postane,
şimdiki Türkiye İş Bankası ile aralarında bulunan bir mağazada, 1902'de çıkan
yangında tamamiyle yanmış. Asar-ı Atika Müzeleri Nezareti ile Evkaf Nezareti
tarafından orjinal mimarisine uygun olarak restore edilmiş.
Resim alıntıdır
10.MİHRİMAH SULTAN ÇEŞMESİ ÜSKÜDAR
Üsküdar İskelesi karşısında, Mihrimah Sultan Camii'nin
altında bulunuyor. Ancak caminin inşasından 133 yıl sonra, 1681'de, vakıf
gelirleriyle, mütevellileri tarafından yaptırılmış. Cami ise, Kanuni Sultan
Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan tarafından 1540-1548'de yaptırıldı. Külliye
Mimar Sinan'ın eseri.
Yorumlar
Yorum Gönder