İstanbul denilince ilk akla gelen yerlerdendir Ortaköy Camii...
İstanbul filmlerinin, belgesellerinin ve kartpostallarının olmazsa olmazıdır..
İstanbul'da yaşayıp veya İstanbul'u gezip burayı görmeden, burada resim çekilmeden gidilmez..


Ortaköy Camii; Beşiktaş’ta Ortaköy İskelesi’nde ve Boğaziçi’nin Rumeli yakasında yükselen 19 yy camilerindendir. Cami, Abdülmecit tarafından Nigoğos Balyan’a 1853 yılında inşa ettirilmiştir. Büyük Mecidiye Camii olarak da bilinen yapı Barok mimarisinin güzel örneklerindendir.
Caminin inşa edildiği yerde daha önceleri, Vezir İbrahim Paşa’nın damadı Mahmut Ağa’nın yaptırdığı bir mescit vardı. 1721 yılında yaptırılmış olan bu mescit, Patrona Halil ayaklanması esnasında yıkılmıştır. Yerine yapılan bugünkü Ortaköy Camii, 1894 gerçekleşen depremden sonra minaresinin külah bölümü yeniden düzenlenmiş; 1960 yılında göçme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı anlaşılınca temel güçlendirmesi yapılmış ve 1984 geçirdiği yangın felaketinden sonra  restore edildikten sonra eski ihtişamına kavuşturulmuştur.




Cami Sultan Camilerinde olduğu gibi Harim ve Hünkâr Kasrı’ndan müteşekkildir. Harim bölümü, kenar uzunluğu 12,25 olan kare planlı ana mekân ve bu ana mekândan geçilen bir ara mekândan meydana gelmiştir. Harim bölümünün tavan örtüsü pembe mozaik kaplı kubbedendir ve kubbe beden duvarları üzerine oturtulmuştur. Caminin tek şerefeli iki minaresi vardır, mihrap mozaik ve mermerdendir, minber ise somaki kaplı mermer işçiliğidir.  Yapının kuzey girişinde, eliptik bir merdivenle çıkılan iki kat üzerine inşa edilmiş yapıysa Hünkâr Kasrı’dır.
Ortaköy Camii, 19 yy.dan günümüze ulaşmış ve Boğaziçi manzarasının ana öğelerinden biri olmayı başarmış, barok mimarisinin güzel örneklerinden biridir.







0

Yorum ekle

Yükleniyor