IHLAMUR KASRI
Ihlamur
Kasrı Beşiktaş ve Nişantaşı arasındaki vadide yer alan Ihlamur Mesiresi'ndeki
kasırdır. Buraya Abdülmecit tarafından Nigoğos Balyan'a “Merasim Köşkü” ile
“Maiyet Köşkü” olarak adlandırılan iki kasır yaptırılmıştır. Bunlardan Merasim
Köşkü, asıl Ihlamur Kasrı'dır. Yüksek bir subasman üzerine tek kattan oluşan
dikdörtgen planlı köşk, kesme taştan inşa edilmiştir.
Merasim
Köşkü'nün biraz ilerisinde bulunan Maiyet Köşkü daha sade bir yapıdır, iki katı
olan bu yapıda, giriş cephesinde iki kollu bir merdiven bulunmaktadır. Girişin
ortasında bir hol ve merdivenler ile köşelerde 4 adet oda yer almaktadır.
Bugün,
çevresinin gürültü ve karmaşasından kendini yüksek duvarlarla koruyan Ihlamur
Kasrı çok eskilerden bu yana Ihlamur Mesiresi adıyla anılan bir dinlenme
alanının içinde kurulmuş iki yapıdan oluşur. Havuzlu Ihlamur Mahalli, Muhabbet
Bahçesi ve Hacı Hüseyin Bağı adlı üç bölümden meydana gelen bu dinlenme
alanının, Sultan III. Ahmet döneminde (1703-1730) bir "hasbahçe"ye
dönüştürüldüğü, I. Abdülhamit (1774-1789) ve III. Selim (1789-1807)
dönemlerindeki düzenlemelerden sonra XIX.'ncu yüzyılın ilk yarısında Sultan
Abdülmecit'in de ilgisini çektiği bilinmektedir. Sultan burada bulunan sade bir
bağ evine sık sık gelerek dinlenir, bazı konuklarını, bu arada ünlü Fransız
şairi Lamartine'i burada kabul ederek görüşürdü. Daha sonra da bu sade ve küçük
kasrın yerine 1849-1855 yılları arasında, bugün bulunanları yaptırdı.
Yapılardan biri Merasim Köşkü (törenler için düşünülmüş ve kullanılmıştır.)
öbürüyse Maiyet Köşkü (Sultanın maiyeti, kimi zaman da haremi için
kullanılmıştır) adlarıyla anılmış, ikisine birden de Ihlamur Kasrı (ya da
kasırları) adı verilmiştir.
Maiyet
Kasrı olarak tanınan, diğerine göre daha küçük boyutdaki yapıysa, dış süsleme
açısından daha yalın olmakla birlikte benzer anlayıştadır. Bu yapının iç
süslemeleri de oldukça yalın biçimde ele alınmıştır.
Sultan
Abdülmecit'in genç yaşta ölümünden sonra, Sultan Abdülaziz, ağabeyinin sevdiği
bu yapılara ve çevreye fazla olmamakla birlikte ilgi gösterir, meraklı olduğu
horoz ve koç döğüşleriyle, güreşlerin bazılarını bu bahçede yaptırırdı.
Sonraları V. Mehmet Reşat, sık sık buraya gelip dinlenmiş, onun zamanında
İstanbul'u ziyaret eden konuklardan Bulgar ve Sırp Kralları 1910'da burada
ağırlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder