İLGİNÇ HİKAYELER,İLGİNÇ MEKANLAR "CİN DELİĞİ,CEHENNEM KAPISI HİERAPOLİS"
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Pamukkale’deki
Hierapolis antik kenti günümüze ulaşan tarihi değerleri yanında efsaneleri ve
ilginç hikayeleriyle de ünlüdür.
Bu ilginç hikayeler içinde kuşkusuz en dikkat çekeni
“Cehennem Kapısı” ve 40 metre kadar ilerisinde bulunan “Cin Deliği” dir.
Günümüzde Hierapolis’te ”Ölüler ülkesine geçiş kapısı”
olarak adlandırılan Plutonium Mağarası ile Cehennem Kapısı’nın gün yüzüne
çıkarılarak, bölgenin cazibesinin artırılmasına çalışılıyor.
Bilindiği gibi Hierapolis Antik kenti ülkemizin aktif
fayları üzerinde kurulu. Bu nedenle tarih boyunca çok şiddetli depremlere ve
faylanmalara sahne olmuş. Bu fay kırıkları da magmaya kadar uzanan çatlakları
ortaya çıkarmış. Yaşanan depremler sonucu yıkılan Hierapolis yeniden kurulduğu
yıllarca sıcak suyun, buharın ve karbon gazının çıktığı bu çatlaklar o günün insanları tarafından “cehenneme açılan kapı” olarak nitelendirilmiş.
Arkeologlar Yunan ve Roma mitolojilerinde bu mağaranın
ölüler dünyasına ve yer altı tanrısı Hades’e geçiş kapısı olarak
adlandırıldığını anlatırlar.
Cehennem Kapısı ve cin deliği hakkında anlatılanlar;
Yunan tarihçi, coğrafyacı ve filozof Strabon, burayı anlatırken bu çevreye konan kuşların zehirli gazdan
etkilenip öldüklerini belirtiyor. “…Burası o kadar yoğun ve puslu bir buharla
doludur ki insan zemini zorlukla görebilir. Parmaklığın çevresine yaklaşan
herhangi bir kimse için hava zararsızdır, çünkü sakin havada buhar dışarı
çıkmaz; fakat parmaklıktan içeri geçen herhangi bir hayvan derhal ölür. Ben
içeriye güvercinler attım, hemen öldüler. Fakat hadım olan Galler (Kybele
Rahipleri) içeriye rahatlıkla girer, çukura yaklaşır, aşağıya sarkar, hatta
nefeslerini tutarak bu sayede (ben onların yüzlerinde kusacaklarmış gibi bir
ifade gördüm) belirli bir derinliğe kadar inerler. Bunlar gibi hadım edilmiş
olmak veya tapınağın çevresinde yaşamak ya da tanrısal bir güce mazhariyet veya
da buhara karşı panzehir olarak kullanılan belirli fiziksel güçlere sahip
olmak, acaba bu bağışıklığın nedeni olabilir mi?”
Kazı çalışmalarını yürüten arkeolog Yıldız,”Buranın altında
büyük bir fay kırığı bulunuyor. Çok miktarda su çıkıyor ve bol miktarda
karbondioksit var. İçeride su çıkıyor. Antik Çağ inanışına göre insanlar
öldükten sonra ruhlarının bu sudan geçirilerek ölüler ülkesine ulaşmasını
isterlerdi. Çünkü ruh o zaman huzura ererdi. Yani Hades ülkesine geçiş kapısı
buradaydı. Ölen kişinin ruhu, bu sudan kayıkçı Kharon tarafından geçiriliyor ve
ölüler ülkesine ulaşıyor. Ama burası aynı zamanda bir kehanet merkezi.
Geleceğini öğrenmek isteyen kişi, kurbanını getirir rahibe verir, rahip kurbanı
keser, onun kanı bodros deliğinden aşağıya atardı. Ve bunun karşılığında burada
yazılı kehanetten Apollon’un üç ayaklı kazanından bir harf çektirir, rahip
gelen vatandaşa ve o harfin karşılığındaki kehaneti tanrının ağzından o kişiye
iletirdi.”
”Burası da ölüler ülkesine geçişin diğer bölümü, Plutonium.
Burada doğal bir mağara var, altta fay kırığından çıkan su ve bol miktarda
karbondioksit var. Buranın işlevi ise antik dönemde, yer altı tanrısı Hades’e
törenle kurban verilen yerdir. Yani burada gördüğümüz doğal mağaraya Hades için
boğa sokulur, boğa zehirli gazdan ölür ve tanrıya kurban edilmiş olur.
Yazıtlarda da gördüğümüz gibi, Plutonium diye geçiyor. Yani yer altı tanrısının
ülkesine geçiş noktasıdır burası. O dönemde yer altı tanrısı Hades’e kurban
töreni için kullanılan bir mekan. Yine burada çevrede görüldüğü gibi kuşlar
zehirli gazdan etkilenip ölmüşler.”
Müze Dergisi;Kentin en çarpıcı noktası Cin deliği adı
verilen bir delik. Cehennemağzı da denilen oyuğun içerisinde fokur fokur
kaynayan bir su var. Suyun içinde karbondioksit bulunuyor. Mineraller ile
birlikte yukarı doğru çıkarken çözülen minerallar, kalker taşlara dönüşüyor,
fakat içindeki karbondioksit ise havaya yayılıyor. Kapalı alanlarda
karbondioksit solumanın ölüm getirdiğini biliyoruz. Buraya inen insanların da
çoğu öldüğünden bu deliğe Hades’in deliği adı da verliyor.
Cin Deliği, Hierapolis Antik tiyatrosu yolu üzerinde,
anıtsal çeşmenin sağında görülebilir.Hikayeleriyle gizemini koruyan yerlerden.
Yorumlar
Yorum Gönder